Asbest ve radyasyon yüklü gemi sökülmek üzere geliyor

Yüzlerce ton asbest, toksik ve radyoaktif maddeler yüklü Brezilya donanmasına ait uçak gemisi Sao Paulo, mayıs ayında sökümü yapılmak üzere Aliağa'ya getiriliyor.

Asbest ve radyasyon yüklü gemi sökülmek üzere geliyor

Brezilya donanmasına ait 1963 model uçak gemisi Sao Paulo, sökülmek üzere Aliağa’da sökülmek üzere 1.9 milyon dolara anlaşma yapıldığı ortaya çıktı. 12 Mart 2021 tarihinde açık artırmaya çıkarılan geminin gövdesi, Türk gemi söküm tersanesi SÖK Denizcilik ve Tic. A.Ş. tarafından satın alındı.

1963’te Fransız donanmasında hizmet veren bu gemi 2000 yılında Brezilya’ya satılmış, 2017 tarihinde hizmet dışı kalan gemi 12 Mart 2021 tarihinde hurdaya çıkarılmıştır. Şatış şartları içerisinde geminin söküm işlemlerinin AB onaylı bir tesiste yapılacak olması zorunluluğu nedeniyle Brezilya'da sökülemedi.  Brezilyalı çevre örgütleri ülkede çevre felaketine yol açacak gemiyi protestoya hazırlanıyordu. Dolayısıyla hükümetin işine geldi bu şartname ve çıkacak sorunları başka bir ülkeye atmış oldu.

Uzmanların en az 600 ton asbest barındırdığını tahmin ettiği gemide toksik ve radyoaktif atıklar da bulunmaktadır. 2006 yılında bu geminin ikizi olan Fransız donanmasına ait Clemenceau (Klemenso) uçak gemisinin sökümünü aynı nedenle diplomatik kriz ve protestolara neden olmuş, gemiyi Hindistan bile istememiş, buna rağmen Aliağa’da sökülmesi için anlaşma yapılmıştı. Fakat çevre örgütleri ve meslek odalarının yoğun baskısı nedeniyle vazgeçilerek ülke karasularına sokulmamıştı.

Buna karşın 2011- 13 ve 2016 yıllarında İngiliz donanmasına ait 3 adet uçak gemisi daha burada söküldüğü bilinmektedir.

Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, geminin sökümünün ciddi tehlikeler barındırdığını ifade ederek gerekirse ülkeye sokmak için çeşitli taktikler deneyebileceklerini, hatta geçmişte Bozcaada açıklarında yaşandığı gibi geminin kasten karaya oturtularak sökülmek zorunda bırakıldığının unutulmaması gerektiğine dikkat çekti. Dernek, konu hakkında yaptığı basın açıklamasında olası tehlikelerin önemle altını çizdi;

"* Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne ilişkin BASEL SÖZLEŞMESİ hükümleri titizlikle uygulandı mı?

* EU Ship Recycling Regulation (EU SRR) kapsamında Inventory of Hazardous Materials gemide mevcut olacak mı? [Tehlikeli Madde Envanteri (IHM) insan sağlığına ve çevreye zarar verme riski bulunan tüm tehlikeli maddelerin (ilgili IMO ve EU kurallarında tanımlanan asbest, PCB, TBT vb. zararlı maddeler) bir gemideki yerini,
türünü ve miktarını belirten envanter]

* MEVZUATA UYGUN SÖKÜLECEK Mİ?
Daha önce karaya oturtulup kurallara uygun olmayan şekilde gemi sökümlerine rastladık ,bu nedenle çevreye çok miktarda asbest ve tehlikeli madde salınımı yapıldı.
* Aliağa’da gemi sökümlerinde derneğimize gelen işçi ve uzman şikayetlerine göre; hassasiyet gösterilmeyen Asbestle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanarak sökümde çalışan işçilerin sağlığı korunacak mı?
* Son 5 yılda Aliağa’da gemi sökümlerinde kaç gemide asbest bulundu?
* Kaç ton asbest bertaraf edildi?
* Manisa’daki bertaraf tesisine kaç ton asbest ve tehlikeli madde gönderildi?
* Motat kayıtları alındı mı?
Bu konularda ENDİŞELİYİZ! Bu nedenle ülkemizde çevre ve çalışan sağlığı açısından gemi sökülmesini istemiyoruz." 

1976 yılından bu yana hızla genişleyen ve halihazırda 22 firma tarafından gemi sökümünün yapıldığı ve 2 binin üzerinde işçi çalıştığı Aliağa tesisleri, dünyanın 3. büyük tesisleri durumundadır. Türkiye; Orta ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu'da fiilen gemi sökülen ülkenin bulunmaması nedeniyle, Avrupa'nın ve Ortadoğu'nun gemi sökülebilen tek ülkesidir. Limter-İş Sendikası'na göre; 2006 verilerine göre 23 yılda, gemi söküm tesislerinde ölen işçi sayısı 100'dür. Bu sayılar, tehlikeli madde kirliliğinden kaynaklanan ölümleri kapsamamaktadır.

2020 itibariyle 10 şirketin AB standart belgesi aldığı ve iki şirketin daha çalışmalara başladığı Aliağa tesislerinde geçmişte şüphe uyandıracak pek çok olay yaşandı. Bu da akla AB standartlarında olduğu söylenen söküm tesisinde uygulamaların standartlara uygun yapılmadığı sorusunu akla getiriyor. Kapalı kapılar ardında işçi sağlığı, güvenliği ile çevreyi tehlikeye atacak biçimde çalışılmakta olduğu açıktır. Denetlemeler göstermeliktir. Bu bölgede biriken yüzlerce ton asbest ile birlikte madeni yağlar, ağır metaller çevreye yayılmaktadır. İşlemler sırasında dioksin, furan gibi yüksek derecede kanser yapan kimyasallar havaya karışmaktadır. Gemi söküm şirketleri çıkardıkları asbestleri Manisa’daki bertaraf tesisine göndermesi zorunlu iken parasal kaygılar nedeniyle göstermelik bir kısmını yollamakta, yüzlerce ton asbesti doğaya bırakmaktadırlar.  

25 Temmuz 2006 yapılan Cüruf Zirvesi'nde söz alan Aliağa Belediye Başkanı Tansu Kaya, Aliağa Sanayi bölgesinde 8 milyon ton tehlikeli atık olduğunu itiraf etmiştir. Geçen 15 yılda bu atıklar kaç misline çıkmıştır ve kimler denetlemektedir acaba?

Aliağa'da, Türkiye ortalamasının 4 katından fazla kanserli hasta vardır. 2006 yılında Bozköy Muhtarı olan Rafi Dönmez, 'Köylerinde son 20 yılda ölenlerin yüzde 90'ının kanserden öldüğünü, sularının kirlendiğini, mahsullerinin zarar gördüğünü' söylemişti. 

Aliağa’da yıllardır hava kirliliği ölçüm sonuçları bilinçli olarak açıklanmamaktadır. Hava ölçüm istasyonlarının verileri Haziran 2016 döneminden bu yana, Hava Kalitesi İzleme İstasyonları’nın bilgilerinin paylaşıldığı siteye yüklenmemektedir. 

Aliağa, Avrupa’nın Amerika’nın tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmiştir. Burada faaliyet gösteren holdingler kasalarını doldursun diye insanlar ve doğa ölüme terk edilmektedir. Çevre ve insan sağlığı yerine şirket karları ön planda tutulmaktadır.  Bu denetimsizlik değişmediği sürece başta Aliağa halkı olmak üzere tüm İzmir'in havası, suyu hızla zehirlenmeye devam edecektir.

Aykut Alyanak