EGP Eş Başkanı Evelyne Huytebroeck Türkiye Yeşillerine seslendi

Yeşil Sol Parti'nin "Korona Sonrası İçin Yeşil Politikalar" temalı toplantısına davet edilen Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı Evelyne Huytebroeck, çevirim içi etkinlikte Türkiye Yeşil hareketlerine seslenerek Korona salgının etkilerini ve sonrası için Yeşil politikaları hakkında görüşlerini anlattı ve sözlerini "Bizim desteğimize güvenebilirsiniz! " diyerek bitirdi. Açıklamanın tam metni aşağıda.

EGP Eş Başkanı Evelyne Huytebroeck Türkiye Yeşillerine seslendi

Türkiye'den yeşil arkadaşlara iyi günler;
2020, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana uluslararası alanda yaşadığımız en kötü kriz dönemi oldu. 2020'deki dünya, yaşamak istediğimiz bir dünya değildi: Sınırlandırılmış özgürlükler, aşırı çalışmak zorunda kalan sağlık hizmetleri çalışanları, geleceği olmayan gençler, izole olmuş yaşlılar. Ama aynı zamanda işini kaybeden milyonlarca insan, artan yoksulluk; hatta insanlar arası ilişkiler bile değişti. Ne kendimiz için ne de çocuklarımız için yeşillerin istediği dünya bu değil! 
Daha ekolojik, dayanışmacı ve demokratik bir topluma doğru gitmeye acil ihtiyaç var ve de kaybedecek vaktimiz yok. Yeşiller için, ama aynı zamanda ekonominin bütünü için, vatandaşlar için, STK'lar için “ertesi gün"e hazırlıklı olmalıyız.
Giderek daha fazla karar vericinin, ekonomik ve toplumsal aktörün artık geleceğe daha farklı baktığını görüyoruz. Sürdürülebilirlik temelinde yeni bir toplum modelini inşa etmek istiyorlar. Ayrıca Avrupa ve küresel ölçekte eylemler aracılığıyla bu krizden iyileşerek çıkabileceğimize inanıyoruz.
Yeşil bir belediye başkanına sahip bir belediyede yerel meclis üyesi olarak görebiliyorum ki esas olan şu anda ön cephede yerel karar alıcılar:  Bazen haklarını aşan polisler nedeniyle mahallelerde gençler bu duruma oldukça kızgın, küçük apartmanlarda büyük aileler, endişeli vatandaşlar...
Şu an için gözlemleyebildiğimiz şey: 10 yıldan fazla çevreciler olarak Yeşil Anlaşma hakkında konuşuyorduk, bugün artık yalnız değiliz. 
2021'de Avrupa'nın nihayet çevresel, ekonomik ve sosyal kriz durumundan kurtulmak için masaya bir Avrupa Yeşil Anlaşması koyduğunu gördük. Son olarak, Avrupa ekolojik ve dayanışmacı geçişe yönelik büyük bir kamu yatırım planını masaya koydu.  Ancak biz yeşiller, projelerin uygulanmasında çok dikkatli olacağız. Fonların çarçur edilmesine, israfa, prestije dönük harcamalara hayır; yeşile boyamak yok!
Konutlara ısı yalıtımının sağlanması, alternatif ulaşımın geliştirilmesi, okulların daha iyi donatılması gibi somut eylemler istiyoruz. 
2021'in dünyada önemli olayların yılı olacağını unutmamalıyız. Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow kentinde yapılacak olan COP26 İklim Zirvesi’ne tüm yeşillerin işbirliği sayesinde büyük bir kampanya ile hazırlanıyoruz; genç yeşiller, vakıf ve tüm küresel yeşillerle birlikte.
Aynı zamanda ormansızlaşmaya karşı mücadele, canlı türlerin korunması, ekolojik tarıma geçiş ve okyanus kirliliğinin azaltılması için net ve iddialı bir hedef belirlemesi gereken Dünya Biyoçeşitlilik Zirvesi gerçekleşecek.
Biz ekolojik, dayanışmacı ve demokratik gelişmenin birlikte gerçekleşeceğine düşünüyoruz.
Bizler, yeşiller olarak nereye odaklanmak istiyoruz: Tabii ki SAĞLIK açısından yanıtımızı “toplumun tüm üyelerinin erişebileceği kültürel ve doğal varlıklar” olarak bildiğiniz "müşterekler" dediğimiz şeyin korunmasına odaklıyoruz.
Bizim için sağlık ve kamu hizmetleri müştereklerdir ve onları korumalı, saygı duymalı, ne kadar önemli olduklarını anlamalı ve değerini yükseltmeliyiz.
Hastanelere, toplu taşıma hizmetlerine, atık yönetimine, eğitime yapılan kamu harcamalarında kesinti yapılması sürdürülemez. Kemer sıkma dogmasına devam edemeyiz. Böyle bir krize yanıt vermede yetersiz ilaç ve tıp sektörlerini yeniden konumlandırmamız gerekiyor. Küresel ortak yanıtlar vermek için uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaya, herkesin erişebileceği tedaviler ve aşılar için araştırmaları koordine etmeye, araştırma programlarına daha fazla yatırım yapılmasına ihtiyacımız var.


Yeşil ve adil iyileşme
1. Dirençli bir ekonomi: İklimi etkilemeyen bir döngüsel ekonomi, enerji dönüşümünün yanı sıra sürdürülebilir üretimin finanse edilmesini istiyoruz. Bu sektörler yeşil ve nitelikli işler yaratır. Kültür, bakım hizmetleri ve turizm sektörlerini de unutmamalıyız. Turizm sektöründe çok sayıda insan işini kaybediyor, ancak aynı zamanda daha sürdürülebilir ve nitelikli turizm modellerine geçiş zamanı.
2. Yeşil dayanıklılık: Biyo-çeşitliliğin bozulması ile biyolojik çeşitliliğin aktarımı arasında açık bir bağlantı vardır: Hayvanlardan insanlara bulaşan ölümcül virüsler, hava kirliliği. İklim değişikliğine karşı mücadele önceliğini korumaya devam ediyor ve biz ciddi bir İklim Yasası istiyoruz.
Hedefler: 2030 yılına kadar emisyonları en az % 65 azaltmak, en geç 2040 yılına kadar iklim tarafsızlığına ulaşmak, % 100 yenilenebilir enerjiye geçiş ve en kısa zamanda fosil yakıtlardan kurtulmak; nükleer ve fosil endüstrilerine doğrudan ya da dolaysız desteklerin kaldırılması, nükleer enerjiden çıkış için bir plan; ciddi bir biyolojik çeşitlilik stratejisi; hava, su ve toprak için sıfır kirlilik eylem planı ve çevre dostu ulaşıma (trenler, toplu taşıma ulaşım, bisiklet ve yaya altyapıları) daha fazla yatırım yapılması.
3. Sosyal bir Avrupa: Kimse geride bırakılamaz! Asgari gelir yönergesi istiyoruz; ama aynı zamanda temel gelir planları, daha fazla insana iş imkanı sağlayacak şekilde çalışma zamanının azaltılmasına dönük planlar.
Düzensiz göçmen olan ve özellikle bakım işlerinde ve tarımda çalışan işçiler için düzenlemeler yapılması; ancak diğer göçmenlerin ve mültecilerin de sağlık hizmetlerine dahil edilmesi.
Bu konuda AB çevresindeki ülkelerle daha iyi bir işbirliği gerekli. Çünkü AB dayanışması
AB sınırlarında durmamalı. AB, kesin bir sıhhi kriz sırasında uluslararası dayanışmada lider olmak için çabalamalı.
4. Kadınlar ön saflara: Bu krizin de bir toplumsal cinsiyet boyutu var. Bakım hizmetlerinin üretiminde çoğunlukta olan kadınlar oransal ve mutlak olarak düşük ücret alıyorlar. Ayrıca kriz sırasında artan toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalıyorlar (İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanması)
Bu aynı zamanda gençler ve öğrenciler için iş bulmak ya da seyahat etmek için zor bir dönem.
5. Gıda güvenliği: Bu kriz, küresel pazarlara bağımlılığımızı gösteriyor. Ortak tarım politikası (OTP) ekolojik, bölgesel, çeşitlendirilmiş, küçük ve orta ölçekli çiftliklere odaklanmış hale gelmeli. Böylece binlerce yeni iş imkanı yaratılabilir.
Tarımımız pestisitlere ve sentetik gübrelere daha az bağımlı hale gelmelidir.
Merkezi öneme sahip üretim, AB eko-sistemi sınırları içinde yeniden yerelleştirilmeli ve Avrupa fonlarının organik çiftliklere gittiğinden emin olmalıyız.
6. Eğitim ve kültür: Herkes için erişilebilir olmalı! Bir Avrupa kültür fonunun kurulması öncelik olmalı. Sektör en sert sosyo-ekonomik sonuçlardan biriyle karşı karşıyadır.
Avrupa Yeşiller Partisi ile politika laboratuvarı dediğimiz şeye başlayacağız. Bu amaçla uzmanlar ve sanatçılarla (ve ulusal hükümetlerde görevli 5 yeşil kültür bakanımızla) birlikte bu kültür sorunu üzerine 4 veya 5 toplantı düzenleyeceğiz. Bu bizim için gerçek bir fırsat.
7. Dijitalleşme ve yeni teknoloji: İnternete herkesin erişim şansı yok (örn. Yaşlılar ve öğrencilerin bir kısmı...). Dijital bir ayrışma var. Dolayısıyla temel hizmetlerin dijitalleşmesine öncelik verilmeli. Böylece yeni iş olanakları da ortaya çıkar, aynı zamanda krize karşı yaratıcı çözümler geliştirilmesini sağlar.
8. Demokrasi: Ulusal hükümetler kriz sırasında acil durum önlemleri almalıdır, bunların zaman sınırlaması olmalı, kesinlikle sağlık kriziyle ilgili olmalı ve düzenli demokratik gözetime tabi olmalıdır.
Demokrasiye karşı yapılan tüm girişimleri kınıyoruz (örneğin Macaristan, Polonya). Temel haklar üzerindeki herhangi bir kısıtlama süre ve çap düzeyinde mümkün olduğu kadar sınırlı, etkili, gerekli ve orantılı olmalıdır.
Ayrıca hükümetler pandemi krizini sosyal hakları ve emeğin haklarını zayıflatmak için bahane olarak kullanamazlar.
9. Küresel değişim ve yerel ortaklık: Korona krizi küresel bir kriz. AB'nin açık
bir sorumluluğu var ve zorluk çeken ülkelere insani yardım ve tıbbi destek konularında liderlik etmelidir. Ayrıca en fakir ülkelerin borçlarının iptaline ilişkin net bir sinyal verilmesi elzemdir. AB aynı zamanda daha dayanıklı ve sürdürülebilir ticaret sistemi, çok taraflılık ve küresel yönetişimi güçlendirme konularında liderlik yapmalıdır.
Küresel acil durumun üstesinden gelmek için Avrupa; ulusal, bölgesel, yerel ortaklarla güven ve işbirliği ilişkisi içinde birlikte çalışmalıdır. Ayrıca vatandaşları gerçekten katılımcı bir sürece dahil etmek gereklidir.
Yerel düzey
Biz yeşillerin şu an pandeminin merkezleri olan pek çok şehirde yerel meclis üyemiz var, aynı zamanda giderek görece daha fazla belediye başkanı ve belediye başkan yardımcımız geliyor.
Şehirdeki sosyal hayatı nasıl ele alıyoruz; nasıl yayalar ve bisikletliler için daha fazla yeri olan kamusal alanlar (örneğin sakin sokaklar) geliştirebiliriz; genç nesli faaliyetlerimize nasıl daha fazla katabiliriz; yaşlı insanları nesiller arası ilişkilerde nasıl gerçek aktörlere dönüştürebiliriz; şehir hayatının daha fazla yeşil bakış açısına (parkları ve doğal alanları korumak) sahip olmasını nasıl sağlarız; küçük dükkan sahiplerini, yerel esnafı, zanaatkârlarımızı ve kadınlarımızı nasıl destekleyebiliriz... : Bunları düşünüp bunlara uygun hareket etme zamanının geldiğini düşünüyoruz.
Son olarak bu krizden ancak birlikte çalışırsak ve sivil toplumla, bilimsel, kültürel ve akademik çevrelerle, iş dünyasıyla ve diğer siyasi demokratik çevrelerle ittifaklar kurarsak çıkabiliriz.
Bugün doğru seçimleri yaparsak bu bir dönüm noktası olabilir. Daha adil bir ekonomik sistemin, daha sürdürülebilir bir dünyanın, daha dayanışmacı bir toplumun başlangıcı olabilir.
Bunu sizinle, Türk yeşilleri ile birlikte başarmak istiyoruz. Durumun sizin için ne kadar zor olduğunu biliyoruz; rejim içindeki popülizm yüzünden bazı yeşiller hapiste. Her zaman dayanışmamızı ortaya koymak için hazır olduğumuzu biliyorsunuz.
Bizim desteğimize güvenebilirsiniz!