Kanal İstanbul'a itiraz için İstanbullular Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğündeydi

Kanal İstanbul planlarına ve projesine itiraz için İstanbullular itiraz dilekçelerini Ataşehir Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğü'ne verdiler.

Kanal İstanbul'a itiraz için İstanbullular Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğündeydi

Uzmanlar tarafından çevresel felakete yok açacağı belirtilen Marmara denizi ile Karadeniz arasında açılması planlanan Kanal İstanbul Projesine tepkiler devam ediyor. Bilim insanlarının itirazlarına aldırmaya hükümet aynı zamanda İstanbul Belediye seçim sonuçlarının gösterdiğii gibi  İstanbulluların bu projeye karşı olduğunu da göz ardı ederek İstanbullularla inatlaşmaya devam ediyor.

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonunun çağrısı üzerine e-mail üzerinden ve elden plana itiraz dilekçeleri veriliyor. Koordinasyonun çağrısı üzerine elden itirazları vermek için İstanbullular Ataşehir'deki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde toplandı ve bir basun toplantısıyla projenin sakıncaları anlatıldı

İstanbul Belediyeside bu projeye şiddetle karşı çıkıyor ve bunu her yerde dile getiriyor.  İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu,  Kanal İstanbul için "cinayet projesi" ifadesini kullandı. ;İmamoğlu Proje'ye itirazını 15 maddeyle açıklıyor.

1- Kanal İstanbul susuzluk demektir. Projenin getirdiği en büyük tehlike, Terkos Gölü’ne karışacak tuzlu su ile gölün, ebediyen su kaynağı sıfatını yitirecek olmasıdır. Terkos Gölü havzası, İstanbul ve çevresi için bir depolama alanıdır.

2- Kanal İstanbul deprem riskini tetikler. Küçükçekmece Gölü’nden 3 fay hattı geçiyor. Ne diyeyim? Öyle raporlara, öyle değişiklikler geliyor ki bir gecede; ‘Fay hattını değiştirdik’ de diyebilir hükümet. Proje 1., 2., ve 3. derece deprem bölgelerinde kalıyor. 11 kilometre mesafeden Kuzey Anadolu fay hattı, 30 kilometre mesafeden Çınarcık fay hattı geçiyor. Bilim insanları, Kanal İstanbul Projesi’nin, yeryüzü ve yeraltı gerilme dengelerini bozacağını söylüyor.

3- Kanal İstanbul, İstanbul’un doğasını katletmek demek. Yine beton, yine rant, yine çevre katliamı. İnşa edilecek kanal çevresindeki yapılaşma, kısa zamanda sıcaklık-nem-rüzgar rejimini değiştirerek, İstanbul’u bir ısı adasına çevirecek. Kanal projesi ile, projenin inşaatıyla, 23 milyon metrekare orman alanı, 136 milyon metrekarelik çok verimli tarım ve orman alanı, sonsuza kadar ortadan kaldırılmış olacak. Kanalın inşa edilmesiyle; Küçükçekmece Lagünü’nden Sazlıdere Barajı’na kadar olan sulak ve bataklık alan, yok edilecek. Bölge kuşların göç yolu, üreme ve dinlenme bölgesi. Yok olacak ormanlık ve sulak alanlar yaban hayvanlarının yuvası.

4- Kanal, İstanbul tarihinin talanı demek. “Boğaz’ın tarihi dokusunun korunması”, proje için gerekçe olarak gösteriliyor. ÇED Başvuru Dosyası’nda, Boğaz trafiğinde iddia edildiği gibi yıllara göre bir artış değil, tam tersine özellikle son 10 yılda yüzde 22,46’lık bir azalış gözlenmektedir. Oysa ki, projeyle birlikte 17 milyon metrekarelik SİT alanı etkilenmektedir. Küçükçekmece Gölü kıyısında yer alan Bathenoa Antik Kenti olsun, İstanbul’daki ilk yerleşmelerden biri olan Yarımburgaz Mağaraları olsun, daha nice antik hazineler olsun, muazzam bir tarihi zenginlik proje tarafından yutulacak.

5- Kanal İstanbul yeni vergi yükü demek. Kanal İstanbul 100 milyar liralık yeni vergi yükü demektir.

6- Kanal İstanbul, İBB’nin sırtına 23 milyar liralık maliyet demek. İBB’nin sadece 2 kurumuna bile milyarlarca liralık maliyet çıkıyor. Tahsisler ve yol yapımları yüzünden, Kanal İstanbul projesinin sadece İBB’ye maliyeti milyarlarla, eski parayla katrilyonlarla ifade ettiğimiz rakamlar. Bu rakam, İBB’nin 2020 yıllık bütçesinden neredeyse yüzde 50 fazladır. Yani her bir İstanbulluyu asgari ücret kadar bir ödemeden, 4 kişilik her bir aileyi, yaklaşık olarak 5.000 liranın üzerinde gereksiz bir vergi yükünden korumuş oluyoruz.

7- Kanal İstanbul gelir rüyası görmek demek. Panama Kanalı, gemilerin yolunu 13 bin kilometre kısaltıyor. Süveyş Kanalı, gemilerin yolunu 6 bin kilometre yolunu kısaltıyor. Gemiler, o yüzden iki kanala para ödeyerek o kanallardan geçiyorlar Peki Kanal İstanbul? Sıfır.

8- Kanal İstanbul milyonları trafikte iki kat perişan etmek demek. İnşaatın başlamasıyla TEM ve E5, sık sık trafiğe kapatılacak. 6-7 yıllık inşaat sürecinden bahsediyorlar. İstanbul trafiğinde yaşanacak problemlerin boyutu belirsiz. Ayrıca Kanal İstanbul projesi ile halen planlanmış olan Mahmutbey-Esenyurt ve Sefaköy – TÜYAP - Beylikdüzü metro hatlarını de etkileniyor.

9- Kanal İstanbul, 50 yıllık hafriyat demek. Kanal inşaatından çıkacak hafriyatın 2 milyar metreküpe ulaşmasını bekliyoruz. İstanbul’un yıllık hafriyat hazmetme kapasitesi 40 milyon metreküp. İstanbul’da 50 yılda çıkabilecek hafriyat toplamı sadece Kanal İstanbul’dan çıkıyor.

10- Kanal İstanbul demek İstanbul’a 1,2 milyon yeni nüfus demek. Kanal İstanbul inşa edildiğinde, yapılacak olan yeni yerleşim birimlerine 1,2 milyon yeni nüfus gelecek. Bu da İstanbul trafiğinin en az yüzde 10 artması demek.

11- Kanal İstanbul demek 8 milyonluk nüfusu bir adaya hapsetmek demek. İstanbul Boğazı ile yeni açılacak kanal arasına oluşacak olan adaya, 8 milyonluk bir nüfusun hapsedilmesi gibi bir durum da ortaya çıkıyor.

12- Kanal İstanbul, Montrö rüyası görmek demek. Montrö sözleşmesi anlatıldığı gibi olumsuz değil, Türkiye’yi ve Karadeniz’e kayısı olan ülkeleri koruyan bir sözleşmedir.

13- Kanal İstanbul demek Karadeniz balıklarını ve balıkçılığını yok etmek demektir. Kanalın inşa edilmesiyle binlerce yıldır var olan doğal denge bozulacak. Bunu su bilimcileri söylüyor. Karadeniz’de tuzlu su miktarı artacak ve doğal dengesi bozulacak. Hem Marmara’da hem de Karadeniz’de balık da yok olacak balıkçılık da bitecek. Az oksijenli su Marmara’yı kaplayacak ve tüm Marmara, bir zaman Haliç’in koktuğu gibi kokacak.

14- Kanal İstanbul maneviyatı yok etmek demektir. Mezarlıklar Müdürlüğü’müzün verdiği rapora göre; kanal projesiyle Arnavutköy’deki Baklalı, Roman ve Yeniköy Mezarlıkları çok net proje alanında kalıyor. Yani burada yakınları yatan insanlar, bu mezarları başka bir yere nakletmek zorunda kalacaklar

15- Kanal İstanbul bu memleketi değil kendini sevmektir. Kamu adına karar verenlerin önceliği milletin canını, malını korumaktır; denizi, kuşları, tarımı, canlıları korumaktır. Bunca insan işsizken, yoksulken, çocuklar yeterince beslenemezken bizim önceliğimiz Kanal İstanbul olamaz. Birileri para kazanacak diye bu kadim şehrin, suyunun, doğal çevresinin yok edilmesine izin vermeyeceğiz.