Kızılırmak Deltası Ölüyor

Kızılırmak Nehri'nin Karadeniz'le buluştuğu bölgede olan 359 kuş türü ile yılkı atlarının doğal yaşam alanı UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'ne, su kıtlığı nedeniyle tuzlu deniz suyunun iç kısımlara girmeye başlaması üzerine bilim insanları tehlike uyarısında bulundular.

Kızılırmak Deltası Ölüyor

Samsun iline bağlı Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini de içine alan 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nin yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda hızla tuzlanmakta olduğu ortaya çıktı.

359 kuş türü ile yılkı atlarının doğal yaşan olanı olan UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, ırmağı besleyen su miktarının azalmasına ve tarım amaçlı yeraltı sularının aşırı kullanılmasına bağlı olarak yeraltı sularının derinlere inmesi nedeniyle tuzlu suyun iç bölgelere doğru girmeye başladığı belirlendi.

Bafra ve Alaçam Ovaları'nda yaşanan bu tehlikeye karşı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, Bafra Ovası kıyılarında deniz suyunun girişini yavaşlatmak için mahmuz çalışmasına başladı.

Konuyla ilgili araştırmalar yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, Kızılırmak Deltası kıyılarından 5-6 km içerilere kadar Karadeniz suyunun girmekte olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Demir, "Uzun vadeli bir sorun bu aslında. Bu seneki kuraklık biraz daha fazla tetikledi. Deltada var olan tuzlanma problemi son birkaç yıldır iyiye gidiş başlamıştı çünkü özellikle Bafra Ovası için söylüyorum, DSİ o bölgede sulama çalışmalarına başlamasıyla beraber kuyu suyuyla sulama azalınca yeraltı suyu seviyesi biraz daha korunmuştu. Buna bağlı olarak deniz suyunun girişi yavaşlamaya başlamıştı. Hatta 2-3 km'ye kadar düşmüştü. Yaptığımız analizler neticesinde tuzlu suyun su kıtlığına paralel olarak tekrar hızlandığını ortaya koymaktadır. Hem kuş cenneti hem de tarım arazileri tuzlanma tehlikesi altında bulunmaktadır. DSİ'nin yaptığı önleyici çalışmaların artırılması gerekmektedir. Kuraklık devam ederse bizim için çok değerli olan bu deltada sorunartarak devam edecektir. 

Aslında aynı tehditin deniz kenarında bulunan diğer alüviyal bölgeler için de yaşanmakta olduğunu ifade edebiliriz. Tehlike tüm deltalar için geçerlidir. 

Normalde tuzlu su ile tatlı suyun arasında olan doğal dengenin tuzlu su lehine hızla bozulmakta olduğunu görüyoruz. Son yıllarda nehirler üzerine yapılan bazı barajların alüviyal dolguyu tutmaları neticesinde deltaların yeterli tortuyla beslenememekte, denizin kıyı bölgeleri aşındırması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Buna, yapılan yanlış sulamalaı da eklediğimizde bu bölgeler tehlike altına girmektedir. NASA'nın yakın zamanda verdiği bilgiler üzerinden ülkemizdeki yeraltı su kaynaklarının yüzde seksen oranında risk altında olduğunu görmekteyiz. Bu da bize tehlikenin boyutlarını göstermesi ve alınacak tedbirlerin aciliyeti açısından önemli bir bilgi olmuştur." açıklamasında bulundu.

Doğru planlanan sulama projelerinin hayata geçirilmesinin önemini anlatan Prof. Dr. Demir, ekolojik dengenin korunmasının doğal hayatın devamı ve tarımsal üretimin sürekliliğini sağlamak açısından hayati bir zaruret olduğuna dikkat çekti. 

Prof. Dr. Demir, son olarak "Yıllardır sölediğim gibi bir damla suyu kurtarmanın derdi içerisindeyiz çünkü gerçekten geleceğimizi yok ediyoruz, toprağı, suyu, çevreyi yok ederek" uyarısında bulundu.