Yeşil Sol Parti Çankaya Örgütü: Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliği orman talanını yasallaştırıyor

Orman Kanunu'na yapılan ek yönetmelikle Cumhurbaşkanı, orman vasfına sahip alanları gerekli hallerde orman alanından çıkarılabilmesi için yetkilendirildi. Ek Madde 16 ile ormanların rant projelerine sunulmak istendiğini ifade eden Yeşil Sol Parti Çankaya İlçe Örgütü, "Talanı yasallaştıran bu yönetmelik bir orman cinayetidir. Derhal geri çekilmesini talep ediyoruz." açıklamasında bulundu.

Yeşil Sol Parti Çankaya Örgütü: Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliği orman talanını yasallaştırıyor

Orman kıyımına yol açan bu yönetmeliğe karşı yapılan basın açıklamasında, 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun son 19 yıldır AKP'nin madencilik ve enerji sektörlerine yaptığı teşviklerle, turizm sektörüne tanıdığı kolaylıklarla, 2B yönetmeliğiyle tamamen bozulmuş durumda olduğu belirtildi. 

İlçe örgütü yaptığı açıklamada;

"2018 yılında torba yasaya eklenen ve Orman Kanunu’na getirilen Ek Madde 16 ile de 'Orman vasfından çıkarma' yetkisi Cumhurbaşkanı’na verilerek orman arazilerinde yapılaşmanın tamamen önü açılmış oldu.

7 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe giren 'Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik' orman talanının kanunlaştırılması açısından yapılmış ve orman ekosistemi için ölüm vuruşu niteliği taşımaktadır.

Anayasa’nın 169. Maddesinde; 'Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile ....şehir, kasaba köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında daraltma yapılamaz.' hükmü bulunmasına karşın;

Yeni kabul edilen yönetmelikle, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerlerin orman sınırı dışına çıkarılması amaçlanmaktadır.

Yönetmeliğin dayanağı olan, 2018 yılında 7139 sayılı torba Kanunla Orman Kanunu’na eklenmiş olan Ek 16. Maddesi Anayasa’ya açıkça aykırıdır.

Buna rağmen, bu maddeye yönelik yapılmış olan itirazı Anayasa Mahkemesi oybirliği ile aldığı 16.07.2020 tarihli kararıyla reddetmiştir. Yani yeni yönetmeliği kanuna aykırı bulmamıştır.

 Ancak, hem Ek 16. Madde hem de bu maddeye dayanarak hazırlanmış olan Yönetmelik, Anayasa’nın 169. Maddesinde bulunan 'aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen' ifadesinin daraltıcı anlamını yok saymaktadır.

Anayasa’nın 169 ve 170. Maddelerine açıkça aykırı olan bu uygulamalar özellikle kıyıları bölgelerindeki ormanları, temiz su kaynaklarının doğduğu ormanları ve kent çevresindeki orman varlığını çok ciddi şekilde tehdit etmektedir.

Bu yönetmelik ile imar rantının yüksek olduğu ormanlık alanlar 'bilim ve fen bakımından korunması gerekli değildir' bahanesiyle orman vasfından çıkarılacak, diledikleri holdinge devlet eliyle satılacaktır.

* Yönetmeliğe göre orman arazisi olan fakat insanlar tarafından kesilmiş boş alanlar tekrar onarılacağı yerde rant sektörüne tahsis edilecektir. Bu şekilde binlerce arazi parçası orman bütünlüğünü oluşturmak adına ağaçlandırılacağına tamamen yok edilecek ve ormanlarımızın hızla artan bütünsel parçalanma tehlikesi daha da şiddetli hale gelecektir.

* Orman arazisi içinde olan ev, ahır, samanlık, ambar gibi yapılar 5 adedin üzerinde ise o bölge orman vasfından çıkarılacaktır. Yani nereden bulalım da ormanı yok edelim dercesine resmen samanlıkta iğne aranmaktadır. Bulunan her çatlaktan ormanın içine sızılmaya çalışıldığı ve rantçılara yeni talan fırsatları yaratılmak istendiği ortadadır.

Anayasa’nın 169. maddesinde 'Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz… Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez…'der.

* Yönetmelikte Anayasa’nın 169. Maddesine aykırı olan, '28.04.2018 tarihi itibari ile üzerinde yerleşim yeri bulunan veya yerleşim yeri oluşturulması uygun olan alanlar' ifadesi ise ucu açık ve suistimale hazır bir madde olarak ormanların yerleşime açılmasına neden olacaktır.

Bu ifade;'ormanda gözüne kestirdiğin yeri getir, ben oraya ‘taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alan’ muamelesi yaparak, önce orman sınırı dışına çıkarıp, sana devrederim' demekten başka bir anlama gelmemektedir. 

Kamuoyunun 2B olarak bildiği bu uygulama gereği, 1973 yılından günümüze kadar 620 bin hektar ormanın “Bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybettiği” gerekçesiyle orman dışına çıkarıldığını ve 2012 yılında yürürlüğe giren 6292 sayılı kanunla da, bu yerler öncelik işgalcilerine olmak üzere, parayı basana verdiğini tekrar hatırlatalım.

Şimdi ise bu yeni yönetmelik ile orman ekosistemine öldürücü vuruş yapılmak istenmektedir.

Öte yandan hükümetin, bu kararı daha yürürlüğe girmeden uygulamaya başlaması da lakaytlığın, kanunsuzluğun boyutlarını göstermektedir. Şöyle ki; 

4 il ve 23 farklı yerde Bakanlar Kurulu kararıyla, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişten sonra da 2 il ve 6 farklı yerde de Cumhurbaşkanlığı kararıyla binlerce hektar orman alanı EK 16. Madde’ye göre orman dışına çıkarılmıştır.

Ülke genelinde kadastro komisyonlarının hazırladığı onlarca orman dışına çıkarılma raporu da Cumhurbaşkanlığı kararını bekliyordu. Bu işlemlerin hepsi yönetmelik çıkarılmadan önce yapıldı.

1973 yılından bu yana toplam 620 bin hektar ormanın (toplamın yüzde 2,7’si) 2B gibi uygulamalarla orman vasfından çıkarılarak hem hukuki, hem de fiili olarak orman ekosisteminin yok edilmiştir. AKP iktidarı döneminde çıkarılan 2B yasası ile tam 216.6 bin hektar orman vasfını kaybederek satılmıştır.

Diğer yandan 699 bin hektar ormanın (yüzde 3) ise madencilik, enerji, turizm gibi ormancılık dışı amaçlara tahsis edildiği bilimsel verilerle ortaya çıkmaktadır.

2012-2020 arasında enerji yatırımları için 122 bin 385 hektar orman, madencilik faaliyetleri için de 82 bin 432 hektar olmak üzere toplam 205 bin hektar orman son 9 yılda yok edilmiştir.

Anlatıldığının tam tersine ağaçlandırma çalışmaları ise 2000 yılına kadar 556 bin hektar iken 20 senede 717 bin hektara çıkabilmiştir.

Yani toplam orman varlığımızın ancak % 3.2’si son 97 yılda yapılan ağaçlandırmayla oluşturulmuş, buna karşılık yüzde 5,7’si rant için yok edilmiştir.

Ormanları koruyan kanunlardan, keyfi talana yol açan 'Orman Kanunu' uygulamasına geçilmiştir.

Anadolu, tarihinde görülmediği ölçüde tahrip edilmektedir. İşin en acı yanı da bu talan, bu topraklarda doğan ve bu topraklarda doyan, tüm konuşmalarında 'yerli ve milli' olduğunu iddia edenler tarafından çıkarılan rant kanunları üzerinden gerçekleştirilmektedir.  

Yeşil Sol Parti Çankaya İlçe Örgütü olarak tüm bu kanunsuzlukları kınıyor, orman talanını resmileştiren EK Madde 16’nın derhal iptal edilmesini talep ediyoruz" denildi.