Bahattin SÜRÜCÜ

Bahattin SÜRÜCÜ

ekodosd@gmail.com

Artık S.O.S veriyor, izlemek yetmez birşey yapmalı!

Büyük Menderes Nehri’nin tahliye kanalıyla birleştiği noktada devam eden balık ölümleri için henüz bir çalışma görülmemektedir.
Ölen balıkların kokusundan nehir kıyısına yaklaşılamıyor. İlk gün balıklara ganimet gibi saldıran kuşlar, kokuşma başlayınca artık balıkların yanına bile yaklaşmıyor, tav sularının salındığı tarlalarda beslenmeye çalışıyorlar.  Mendereste yoğun olarak bulunan Natrix tessellata türü su yılanlarının bile suya girmediklerini görüldü.
Ölen balıklarda kokuşma bakterileri oluşur.  Bakteri yükü artınca suda salınır. Bakteriler hastalık kaynağı olup insanlar, hayvanlar ve kuşlar açısından büyük tehlikedir.
Şu anda nehrin her iki yanındaki kargı kamışlarının içinde, toplam 6 km.lik güzergah balık ölüleriyle doludur.


Acilen buradaki balıklar, insan ve hayvan sağlığına zarar vermemesi için toplanarak imha edilmelidir.
Tüm havzanın katı atıklarını, kimyasal ve ağır metal yüküyle dolu kirliliğini çeken Büyük Menderes Nehri artık S.O.S veriyor. Menderesin suyundaki ağır metaller yıllarca kalmaktadır. Bu sulardan içen yaban hayvanlarının, bitkilerin ve çiftçilerin ürünlerinin etkilenmemesi mümkün değildir.
Buna mutlaka bir çözüm bulunmalıdır. Marmara’da meydana gelen müsilajı etkileyen ve tetikleyen sorunların tüm kaynağı burada da vardır.
” Burası açık deniz olmaz” denmemeli ve mutlaka bilimsel bir çalışma yapılmalıdır.
Afyon, Uşak, Denizli, Muğla ve Aydın illerine bağlı bölgelerin atıkları, su götürür mantığıyla alıcı ortam olarak Büyük Menderes Nehri’ne verilmektedir. Bunun olumsuz sonuçlarını da Aşağı Büyük Menderes Havzası’nın en batı ucunda ölen tonlarca balıklarda görmekteyiz. Bugün balıklar ölüyor, yarın ne olacağını bilmiyoruz.
Bu bölge turizm bölgesi yarın buralarda da müsilaj yaşanırsa ne olacak?
Balık ölümlerinin yaşandığı yer Türkiye’nin en önemli Milli Parklarından biri olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası’nın tam ortasında kalıyor. Tepeli Pelikanlar başta olmak üzere 256 tür kuşun yaşadığı, nesli tehlike altında olan Saz Kedilerle birlikte birçok yaban hayvanının yaşam alanı olan önemli bir doğa alanıdır.
Kuraklık, sıcaklık, oksijen yetersizliği gibi söylemlerle geçiştirmek yerine, tüm kurumların biraraya gelerek birbirini suçlamadan, sorunun kaynağını araştırmalı ve çözüm üretmelidir.
Sorun sadece Aydın bölgesinden kaynaklanmadığı için, nehri olumsuz etkileyen diğer illerin kurumlarıyla, üniversitelerin ilgili bölümleri bir araya gelerek bir çalışma yapmalıdır. Yapılacak bu çalışmalar önceki yıllardaki gibi dosyalarda kalmamalıdır. Menderes Havzası’nın geleceğini insanıyla, toprağıyla, bitkisiyle, yaban hayatıyla, sucul canlılarıyla garanti altına alınmalıdır.


Büyük Menderes doğduğu yerden, Ege Denizi’ne ulaştığı yere kadar çevresiyle birlikte bütüncül olarak mutlak koruma statüsüne alınmalı, menderesin etki alanına girecek sanayi kuruluşlarına izin verilmemeli, var olan kuruluşların denetimleri yapılarak gerekli arıtmaları yapmayanlara ağır cezalar getirilmelidir.
Eğer Büyük Menderes Nehri’nin korunması için bir çalışma yapılmazsa, havzada bulunan herkes ve her canlı bundan olumsuz etkilenecek ve bu durumdan gelecek nesiller çok zor durumda kalacaktır."