Şeyda Öztürk’ün Cumhuriyet’te yer alan haberine göre, İstanbul’un nefesi Kuzey Ormanları’ndaki yapılaşma uzmanlar ve yaşam savunucuları tarafından sık sık eleştirilse de AKP iktidarı bölgede yeni projeler hayata geçirmeye devam ediyor. 15 milyona yakın ağacın yok edildiği Kuzey Otoyolu Projesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı’nın ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçecek 120 kilometrelik Gebze-Çatalca demiryolu projesini duyurdu.
DÖRT YILLIK PROJE
İhalesi bu yıl, tamamlanması ise 2028’de beklenen projeyle birlikte alanda ayrıca birçok yol inşa edilecek. Bakan Uraloğlu’nun açıklamasına göre tren projesi kapsamında 29 viyadük, 11 aç-kapa yapısı ve 21 tünel yapılacak.
Uraloğlu, “Gebze-Çatalca demiryolu güzergâhı, Marmaray hattının Çayırova mevkisinden ayrılarak, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan sonra kuzeye yönelerek, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü geçerek İstanbul Havalimanı’na ulaşıyor ve devamında Halkalı-Kapıkule hattına bağlanıyor” dedi. Çevreciler projeye ilişkin, “İstanbul’un nefesini ve su kaynağını yok etmeye devam ediyorlar” uyarısında bulundu.
‘ORMAN KALMAYANA KADAR…’
Kuzey Ormanları Savunması’nın sosyal medya hesabında ise “Kuzey Ormanları’na yeni yıkım ‘müjdesi’. Ulaştırma ve altyapı bakanı, 3. Köprü’den geçecek demiryolunun 120 km uzunluğunda olacağını, hatta yük ve yolcu taşıması yapılacağını ifade etti. Kuzeyde orman kalmayana kadar devam…” mesajı paylaşıldı.
‘İSTANBUL HASTA ŞEHİR’
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Kuzey Ormanları Savunması’ndan Başar Alipaça, Kuzey Ormanları’nda 10 yıl içerisinde ikinci yıkımın yapılacağına dikkat çekti. Mega projelerin İstanbul’un kuzeyini beton ve asfalta boğduğunu vurgulayan Alipaça, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve İstanbul Havalimanı’nın açtığı derin yaralar hâlâ İstanbul kuzeyini betona ve asfalta çevirmeye devam ederken bunun üzerine bir yara daha açmak Kuzey Ormanları’nın en önemli mevkilerinin büyük ölçüde tamamen yok olmasına sebep olmak demektir” ifadelerini kullandı.
Kuzey Ormanları’nın İstanbul’u kuraklık başta olmak üzere doğal afetlere karşı koruyacak tek savunma gücü olduğunu söyleyen Alipaça şöyle konuştu: “Kuzey Ormanları ve kırsalında katı bir inşaat yasağı getirilmesi gerekirken, iktidar küresel sermaye güçlerine hareket kolaylığı sağlayacağım diyerek yine kendi ormanlarında yıkım yapmaya hazırlanmaktadır. İstanbul temiz hava ve suyunu karşıladığı ormanların en az beşte birini kaybetmiş ağır hasta bir şehir durumdadır. İstanbul’un daha fazla ‘çılgın’ projeye değil, yaralı da olsa önemli büyüklükteki orman varlığını korumaya ihtiyacı vardır. Buranın yakın bir gelecekte yaşanmaz bir şehir haline gelmemesi için değil bir yara daha açmak, tek bir ağaca daha dokunulmamalıdır.”
Kuzey Ormanları (wikipedia)
İstanbul'un kuzey ormanları, Karadeniz ikliminin etkisinde biçimlenmiştir. Kuzey kesimlerde Karadeniz iklim özellikleri gözlemlenmekte; buna bağlı olarak sıcaklık ve yağış miktarı ilin güneyine göre değişiklikler göstermektedir. Kuzeyde yağışın fazlalığı ve sıcaklığın daha elverişli olması, toprakta bol miktarda humus oluşumuna olanak sağlamıştır. Güney kesimlerdeyse kurak dönemin uzunluğu ve don döneminin kısalığı humus oluşumunu azaltmıştır. Bu nedenle kuzeyde nemcil karakterde ormanlar oluşurken, güneyde kuraklığa dayanıklı türlerden oluşan ormanlar gelişmiştir.[1]
Nemcil ormanlar, en kuzeyde Karadeniz kıyılarından başlayarak içlere kadar sokulurlar. Vadi içlerinde ve yükseltilerin kuzeye bakan yamaçlarında ormanlar en gür ve gelişkin hâllerinde bulunurlar. Bu orman özellikleri, ilin her iki yakasında da hemen hemen aynıdır. Çatalca Yarımadası'nda da Kocaeli Yarımadası'nda da kuzey yamaçlar nemcil ormanlarla, güney yamaçlar kuraklığa dayanıklı türlerle kaplıdır. İç kesimlerde Karadeniz etkisinin kaybolduğu bölgelerde çeşitlilik büyük ölçüde azalır ve tekdüze bitki yayılımları başlar.
stanbul'un kuzey ormanları insan etkisiyle bozulmaya başladığında, yerlerini maki elemanları almaya başlar. Bu makilik alanlar, türce daha az olsa da, iklim ve toprak yapısı nedeniyle daha gürbüz bir yapıda görülürler. Çoğu yerde maki elemanları, kocayemiş, defne ve akçakesmelerden oluşur. Kuzeyde yetişen türlere göre daha gür ve boylu olduklarından birer ağaç görünümü alabilirler.[1]
İstanbul'un kuzey ormanlarında görülen türler arasında sapsız meşe, saplı meşe, doğu kayını, Anadolu kestanesi, adi gürgen, gümüşi ıhlamur, adi kızılağaç, ova karaağacı, ova akçaağacı ve titrek kavak sayılabilir. Bunlar içinde sapsız meşe, kuzey ormanları içinde toplamda %75'lik bir paya sahiptir. Bunu Balkanlara özgü Macar meşesi izler. İstanbul'da sapsız meşenin ardından en çok görülen ağaç türü kestane idi. Ancak 1950-1960'lardan sonra Phytophthora cambivora adlı bir patojenin neden olduğu mürekkep hastalığının tüm İstanbul ormanlarına yayılması sonucu kestaneler bugün hemen hemen İstanbul ormanlarından silinmişlerdir.[1]
İstanbul ormanları, insan müdahalesi nedeniyle büyük oranda daralmış ve daralmayı sürdürmektedir. Örneğin Belgrad Ormanları 17'nci yüzyıl sonlarında 13 bin hektarlık bir alana yayılıyor ve Levent-Beşiktaş bölgesine kadar uzanıyordu. Ancak bu oran gittikçe azalarak günümüzde 5,442 hektara kadar gerilemiştir. Orman alanlarının büyük bölümü yakın zamana kadar kente yakacak odun sağlamak amacıyla baltalık olarak değerlendirilmekteydi. Geçmişte baltalık olarak kullanılan ormanların büyük bölümü günümüzde bozulmuş ormanlara dönüşmüşlerdir. Orman alanlarının büyük bir bölümü ise şehirleşme nedeniyle yok olmuştur.
Kaynak: https://kuzeyormanlariarastirma.org