Erzincan İliç'teki çevre felaketi

Anagold Madencilik'e ait altın madeninde boru hattının patlaması sonucu çevreye siyanürlü solüsyon yayıldı.

Erzincan İliç'teki çevre felaketi

Erzincan'ın İliç ilçesinde 21 Haziran'da meydana gelen çevre felaketinin yankıları sürüyor. 

Çöpler Köyü'nde bulunan altın madeninde siyanür taşıyan borularından biri patladı ve 20 metreküp siyanürlü solüsyon çevreye yayıldı.

2010'da başlayan proje, Kanada merkezli SSR Mining ve Çalık Grubu'na bağlı Lidya Madencilik ortaklığındaki Anagold Madencilik San ve Tic AŞ şirketine ait. 

Altın madenini işleten Anagold Madencilik şirketi sızıntıyı kabul etti. Şirketten Pazartesi günü yapılan açıklamada sızan solüsyon döküntüsünün içindeki siyanür miktarının yaklaşık 8 kilogram olduğu ve bunun hızla temizlendiği savunuldu. Şirket, açıklamasında Türkiye ekonomisine sağladığı katkıya da vurgu yaptı.

İliç Cumhuriyet Başsavcılığı iddialarla ilgili soruşturma başlatırken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çevre kirliliğine neden olan altın madenine 16,4 milyon lira idari para cezası verildi.

Bakanlık Pazartesi günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada da, madenin faaliyetinin durdurulduğunu belirterek, "İlave çevresel iyileştirme çalışmalarının tamamlandığı Bakanlığımız Denetim ekiplerince tespit edilene kadar tesisin çalışmasına izin verilmeyecek" ifadesini kullandı.

Kamuoyunda büyük tepki alan kaza, madenciliğin çevreye ve ekolojiğe verdiği geri dönülmez tahribata büyük örnek. Rant uğruna doğayı hiçe sayan, çevreyi talan eden madencilik özellkle altın madenciliği, yurdun dört bir yanında çevreye zarar vermeye devam ediyor, suları, havayı, toprağı ve tüm canlıları tehdit ediyor.

Endüstriyel alanda üretilen siyanür en çok kullanılan alana sahiptir. Siyanürde asit bulunur ve ayrıca zehirli bir maddedir. Bazı böcekler, bitkiler ve bakteriler doğal olarak siyanür üretirler.

Siyanür endüstriyel alanlarda saklama ve taşıma olarak kullanılan bir zehirli maddedir. Genelde siyanür ülkemizde madencilik sektöründe kullanılır. Siyanür ile altın ve gümüş aranması yapılır. Siyanür araması madencilik alanında 1860 yıllarında kapalı devre olarak yapılmaya başlanmıştır. Siyanürle maden arama madencilerin bu arama sonucu ortaya çıkan atıkların bir şekilde bertaraf edilerek kaldırıldığı söylenmiş dahi olsa; siyanür araştırma yapılan o bölgede toprağa ve içme sularına karışarak insan sağlığını tehdit eden boyutlarda zehir vermektedir. Siyanür ile altın aranmasında genelde cevherin çıkmasının yanında daha fazla atık oluşmaktadır.

Bu da daha fazla zehir anlamına gelmektedir. Araştıranların söylediği sorun yok sözlerine karşın; siyanür toprağa ve suya karışması halinde kolay bir şekilde yok olmaz. Ayrıca toprağa karışan siyanür o bölgede yetişen tüm bitkilere ve tarımsal alanlara yayılarak zehirli gıda üremesine ve dolaylı olarak da insanlara geçmesine neden oluşturur. Bu nedenle ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi boyutlarda zarar vermektedir.

Siyanürün ayrıca havaya, suya ve doğaya karışması; döşenen boruların içerisinden geçerek ulaşır. Bu borular ile akarsu ve göllere kadar karışabilen siyanür ile tüm canlıların ölümle sonuçlanacak zarar görmesine en büyük etken sağlar. Havaya karışması sayesinde de solunum yollarıyla alınarak çok fazla zarar teşkil eder. Siyanürün vücuda geçmesi ile; kalp, beyin ve akciğerler direkt etkilenen organlardır.

Kaynak:www.dw.com - www.ogunhaber.com