Zeytinliklerin madene açılmasına karşı TBMM önünde eylem

Zeytinlik alanları maden işletmeciliğine açacak yasa teklifini protesto amacıyla çeşitli illerden Ankara'ya gelen köylülerin TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı'ndaki "nöbet"leri devam ediyor.

Zeytinliklerin madene açılmasına karşı TBMM önünde eylem

Köylülerden Esra Işık, "Eğer bu maden yasası geçerse, bizim gidecek bir toprağımız, bir yurdumuz, bir evimiz kalmayacak. O yüzden Ankara'nın sokaklarındayız. Yeniden sesleniyoruz, bu maden yasası hepimizin ölüm fermanıdır. Bu maden yasasını istemiyoruz" dedi.

Türkiye'nin çeşitli illerinden Ankara'ya gelen ve 6 gündür Cemal Süreya Parkı'nda nöbet tutan köylüler, zeytinlik alanları maden işletmeciliğine açacak yasa teklifini protesto amacıyla TBMM önünde basın açıklaması yaptı. Köylülerden Esra Işık, burada şöyle konuştu:

"Maden yasasına karşı köylüler, üreticiler, çiftçiler olarak Ankara'da başlattığımız nöbetin 6. günündeyiz. 6 gündür 'Havama, suyuma, toprağıma dokunma' diyoruz. 6 gündür 'Zeytine, toprağa, ormana, meraya dokunan eller kırılsın' diyoruz. 6 gündür 'Artık yeter' diyoruz. Artık yeter. 6 gündür Ankara'dayız. 3 haftadır Meclise gelen maden yasası geri çekilsin diye mücadele ediyoruz. Bu yasa geçerse, başta biz köylüler, üreticiler, çiftçiler olmak üzere, Türkiye’deki herkes, tüm yurttaşlar mağdur olacak. Normalde bugün bu maden yasası Meclis Genel Kurulunda görüşülecekti. Geçtiğimiz hafta da aynı şey söylendi. Yine görüşülmedi. Bizi oyalıyorlar ama şunu söylüyoruz, biz bu mücadeleden vazgeçmiyoruz. 6 gün oldu, biz Ankara sokaklarında yatıp kalkıyoruz. 

"Maden yasası çekilene kadar Ankara'dayız"

Ankara'nın soğuğunda, gece gündüz demeden burada nöbet tutuyoruz. Herkes bizi görsün istiyoruz. Herkese şunu anlatmak istiyoruz eğer bu maden yasası geçerse, bizim gidecek bir toprağımız, bir yurdumuz, bir evimiz kalmayacak. O yüzden Ankara'nın sokaklarındayız. Yeniden sesleniyoruz, bu maden yasası hepimizin ölüm fermanıdır. Bu maden yasasını istemiyoruz. Bugün Genel Kurulda bu maden yasası görüşülmeyecek. Fakat eli kulağında yeniden gündeme gelecek. Bizler, en başta buraya gelirken şunu söyledik, bu maden yasası geri çekilene kadar mücadeleye de burada Ankara'da tuttuğumuz haklı nöbetimize de devam ediyoruz. Nöbetten vazgeçmiyoruz. Maden yasası çekilene kadar Ankara'dayız. Ankara'nın parklarındayız, sokaklarındayız. Buradan gitmiyoruz."

Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu Koordinatörü Mehmet Emin Aslan da milletvekillerine şöyle seslendi: 

"Meclisten bizim için doğru kararların çıkmasını istiyoruz. Biz asiliz, biz milletiz. Onlar bizim vekillerimiz. Bizim istediğimiz kararları çıkartmak zorundalar. Bugün siz maden yasasıyla Çevresel Etki Değerlendirmelerini (ÇED) yok sayıyorsunuz. Orman Genel Müdürlüğünün elindeki yetkileri başka kurumlara devrediyorsunuz. Anayasal haklarla korunan yasaları hiçe sayıyorsunuz. Demokrasi sadece sandıkta oy değildir, bugün buradaki dirençtir, insanların talebidir. Bizleri duyun. Sayın vekiller, kararlarınızı buna göre alın. Halkın temsilcisiyiz, onun için buradayız."

"Bizim başka gidecek ülkemiz yok"

Çorum'un Songurlu ilçesinin Karakaya Köyü'nden gelen Servet Demirkaya da açıklamasında, "Toprağımıza, suyumuza, yaşamımıza dokunmayın. Karakaya Köyü, Akbelen Köyü ile beraber. Karakaya Köyü’nün hemen yanı başında, köyün en son evlerine sadece 25 metre uzaklıktaki kayalıktan taş ocağı açmak istiyorlar. Bunu da yasa nezdinde hile ile yapıyorlar. Köyümüzün habitatı bozulacak, yer altı sularımız kaçacak, kerpiç evlerimiz yıkılacak. Sermaye daha çok kazanmak için Karakaya’yı yok etmek istiyor. Bizim başka gidecek ülkemiz yok. Başka gidecek köyümüz yok. O taş ocağından taş vermeyeceğiz. Ya canımızı alacaklar, ya taşı alacaklar. Bu kadar net" dedi.

"Bugün biz aç kalacağız, topraksız kalacağız, yaşamımızı kaybedeceğiz ama sonra sıra size gelecek."

Muğla’nın Milas İlçesi’ne bağlı Karacahisar Köyü’nden gelen Ayişe Günay da ata topraklarını vermeyeceklerini vurguladı. Atay, konuşmasında şunları ifade etti:  

"Kendi irademle geldim buraya. 85 milyon adına geldim. Sadece kendi toprağım için değil, memleket talan ediliyor! Biz bir haftadır Ankara'nın ayazında Cemal Süreya Parkı'nda yatıp kalkıyoruz. Bizden ne istiyorsunuz? Ayaklarım şişti, yürüyemiyorum ama sonuna kadar buradayım. Bizim toprağımızı, atamın toprağını, babamın, anamın kemiklerinin yattığı toprağı hiç kimse alamaz. Biz atamızın çocuklarıyız! Mustafa Kemal’in, Atatürk’ün askerleriyiz. Savaşta yapamadıklarını şimdi yapmak istiyorlar. Talan etmek istiyorlar. Bütün Türkiye uyansın, geriye dönüş yok. Bugün biz aç kalacağız, topraksız kalacağız, yaşamımızı kaybedeceğiz ama sonra sıra size gelecek. Hepimize gelecek. Protesto ediyorum, kabul etmiyorum. Beni anamın toprağından, suyumdan, vatanımdan hiç kimse çıkaramaz."

"Onların oyalama taktiklerine kanmayacağız, biz köylüyüz ama bizi cahil sanmasınlar"

İzmir Kınık'tan gelen Mehmet Aksoy ise açıklamasında şöyle konuştu: 

"Bu talan ve işgal yasasına karşı yaklaşık bir haftadır parkta geceli gündüzlü nöbetteyiz. Ama bir kişi kalana kadar bile geri çekilmek yok. Bu yasa sadece İzmir’i, Muğla’yı, Artvin’i, Hopa’yı, Ordu’yu ilgilendirmiyor. Bu talan ve işgal yasası 81 vilayeti bağlayan bir yasadır. Bütün ekosistemi tehdit eden bir yasa bu. Biz bu yasayı kabul etmeyeceğiz. Benim geldiğim coğrafyada ben onların çocukları gibi şatafatlı villalarda doğup büyümedim. Benim geldiğim topraklarda yüzmeyi tatlı sularda öğrendim. Şimdi o sulardan kömür tozu, kömür şılaması akıyor. Bölgede tatlı su kaynağı kalmadı. Bir avuç holdingin kölesi olmayacağız. Ve bu bir haftadır süren direnişimize bütün Ankara ve Türkiye halkını dayanışmaya çağırıyoruz. Onların oyalama taktiklerine kanmayacağız, biz köylüyüz ama bizi cahil sanmasınlar. Bu zeytinler 100 yıllık, 200 yıllık ağaçlardır. Ne kaktüstür, ne domates, biber fidesidir. Bu bitkinin geri dönüşü yok. Bu bir talandır. Bu talana karşı hep birlikte, omuz omuza mücadele etmek zorundayız. Eğer bu mücadeleyi bir gün kaybedersek, gelecek bizim için hüsran ve karanlık olacaktır." (ANKA)

Kaynak: https://t24.com.tr