En Büyük Altın Madeni İliç'te Durmak Bilmiyor

10 yıldır büyük ekolojik yıkıma yol açan altın madeni hızla gelişerek ülkenin en büyük kapasiteli altın madeni durumuna geldi. Kanadalı AlacerGold ve Çalık Holding'in ortaklığında kurulan Anagold firmasının durmaya niyeti hiç yok. Durdurulmazsa Dersim, Sivas ve Malatya'da da talan madenciliğine girecek.

En Büyük Altın Madeni İliç'te Durmak Bilmiyor

Yurdun her köşesi son 20 yıldan bu yana maden şirketlerinin saldırısı altına girmiş durumda. Ülkenin sularını, ormanlarını, kıyılarını, toprağını sermaye gibi gören, emeği köleleştiren bir ekonomik gelişme politikaları hepimizi, geri dönüşü olmayan bir ekolojik yıkıma hızla götürmeye başladı.

Şu ana kadar binlerce noktada maden ocaklarının getirdiği yıkım, yüzlerce köyü etkisi altına aldı, topraklar zehirleniyor, sular kirleniyor; sadece birkaç holding kasasını doldursun diye.

Meclis’e son gelen yasa tasarıları ile durumu daha vahim hale getirebilecek teşvikler verilmesi planlanmakta maden şirketlerine.

İşte böylesi yoğun bir talanın yaşandığı bu dönemde pek kimsenin duymadığı ama 10 yıldır bölgeye büyük zararlar veren Erzincan’ın İliç ilçesinde bölgeyi bir ahtapot gibi saran altıncı şirket, yeni bir maden ocağı daha açmak, bir bölgeyi daha yok etmek için ÇED sürecinde halkın katılımı toplantısı yapacak.

26 Aralık günü yapılacak halkın katılımı toplantısı, İliç ilçesine 220 metre uzakta bulunan 4 yıllık maden rezervinin açılması planının bir parçasıdır.

İliç ilçesinin altın hikayesi adeta ülkenin başına gelen ve gelecek olan felaketin bir örneğidir adeta.

Fırat Nehri’ni besleyen iki kaynaktan biri olan Karasu Nehri’nin yanında kurulu olan 2200 nüfuslu İliç ilçesi için 1999 yılı, kaderini değiştirecek bir yıl olur.

İlçeye 8 kilometre uzaklıktaki Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Maden İşletmesi projeye başladığı 1999 yılının ardından tüm jeolojik ve ekonomik çalışmaları 2007 yılında tamamladıktan sonra yatırım kararı alır. 2008 yılı ÇED Raporu kapsamında açık ocak üretimi ile 11 yıl sürdürülecek işletme faaliyetleri ile yaklaşık 100 milyon ton pasa ve 52 milyon ton cevher çıkarılması planlanmıştır.

Kanada menşeli  Alacer Gold ve Çalık Holding’e bağlı Lidya Madencilik ortaklığında kurulan Anagold Madencilik şirketinin 2008 yılında altın madeni tesisi için yaptığı başvurusu ÇED Olumlu onayı alır.

Maden sahası içerisinde kalan 230 nüfuslu Çöpler Köyü tüm binaları ve müştemilatı ile maden sınırlarının 1.5 kilometre dışına Karasu Nehri’nin yakınındaki Gembaşı mevkisine köy halkının ve köy tüzel kişiliğinin rızası ile taşındı. Köylülere iki katlı olmak üzere 33 konut yapan şirket, bunun yanında imamevi ve cami de inşa eder.

Gerekli flotasyon tesislerini tamamlayan şirket 22 Aralık 2010 günü ilk altın dökümü gerçekleştirdi. 4 yılda ise 21.5 ton altın üretti.

2012 yılında yürütülen kapasite artışı çalışmaları sonucunda ise açık ocak madencilik faaliyetleri ile çıkarılması planlanan cevher ve pasa miktarları toplamda aynı kalmak üzere, üretim hızının artırılarak oksitli zonda gerçekleştirilecek madencilik çalışmalarının 7 yıl içerisinde tamamlanması hedeflenmiştir.

Çöpler Kompleks Madeni için 2008 yılı ÇED raporunda belirtilen günlük 15.500 ton cevher üretim kapasitesi, 17 Mayıs 2012 tarihli “ÇED Olumlu” kararı ile 23.500 ton/gün’e çıkarılmıştır.

2014 ÇED Raporu çalışmaları ile oksitli ve sülfitli cevher üretimi açık ocaklarının genişletilerek derinleştirilmesi, yeni pasa depolama sahalarının oluşturulması, Yığın Liç Sahasında (YLS) genişleme, cevher hazırlama ve zenginleştirme tesisi (sülfitli cevher zenginleştirme tesisi) ve proses atıklarının depolanacağı Atık Depolama Tesisi (ADT) inşası planlanmıştır.

2015 yılında maden tesisinin su ve elektrik ihtiyacını karşılamak üzere Karasu Nehri üzerinde 140 MW kapasiteli baraj İbrahim Çeçen’in sahibi olduğu IC Holding tarafından yapılır.

Bu kez hedefte Sabırlı Köyü’nün toprakları vardı. 2016 yılının son aylarında Sabırlı Köyü’nün toplam 84 hanesinden 79’una 130’ar bin lira olmak üzere toplam 12 milyon lira para yardımında bulunularak şirket aleyhine dava açmayacaklarına dair belge imzalatılarak susturuldular.

2016 yılında sülfürik asit tesisi için izin alınır. 2018 yılında bitirilen sülfit tesisinde 16 yıl boyunca günlük 6 bin ton cevher işlenmesi planlanır.

16 yılda 31.7 milyon ton cevher işlenecektir.

16 yılda ise siyanürle yapılan oksitli tesislerde 33.8 milyon ton cevher işlenecektir.

Geçen 2 yıllık süreçte sülfitli cevher zenginleştirme tesisi inşası amaçlı mühendislik çalışmaları, gerekli izinlerin alınması, tesisin inşası ve işletmeye geçirilmesi faaliyetleri gerçekleştirilmiş ve sülfit cevher zenginleştirme tesisi 2018 yılında devreye alınmıştır.

2016 başında 2. Kapasite artışına dair, bölgede mücadele eden bir avuç insandan birisi olan Sedat Cezayirlioğlu tarafından iptal davası açılır. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi’nin baktığı davada şirket, çeşitli sosyal yardım projeleri için 7.8 milyon $ bağış yaptıklarını beyan ettiler. Bu dava iç hukuk yollarının kapanması nedeniyle şu anda AİHM’de beklemektedir.

Sedat Bey’in açtığı mahkemenin davranışı da hukuktan ne kadar uzaklaşıldığını göstermektedir. Mahkeme usulden geçip davanın esasına girdiği halde bakanlık ve şirketin bir ve ikinci savunmalarını alması sonrası keşif kararını vermiş, davalı keşif parasını ödemesine rağmen mahkeme bir anda!! bilirkişi ekibinden vazgeçerek şirket lehine davayı sonuçlandırmıştır.  

Sedat Cezayirlioğlu’nun açtığı dava anlaşılan büyük sermayenin sinirini bozmuş olacak ki; mahkeme, kendisinin aldığı keşif kararını yok saymış, bilirkişinin bölgeye giderek vahim bir rapor hazırlanmasının önüne geçilmişti.

Ekim 2018 tarihinde İliç'te madene giden sülfürik asit kamyonundan asit sızıntısı olunca kentte büyük panik yaşandı.

2018 yılında Çöpler maden işletmesine 5 km mesafede Yakuplar Köyü’nde de bir maden ocağı açıldı. 1.6 milyon ton cevher taşınarak tesislerde kullanıldı.

Lakin şirketin hayali çok daha büyüktü. Bunun için ikinci adım olarak gittiği kapasite artışı talebine Ocak 2020 tarihinde yine ÇED Olumlu kararı verildi. Şirket mevcut maden sahasına 1747 ha alanı daha eklemiş oldu. Bu bölgenin talanı altın tüketilene kadar 19 yıl sürecekti.

2019 Kasım ayı sonu itibariye geriye 53.737.320 ton (kapasite 58 milyon ton) zehirlenmiş toprak bırakmış ve 3. Kapasite artırımı ile bunu 85.3 milyon tona çıkarmıştı artık.

Şirketin karları devasa boyutlara çıktıkça Erzincan Belediyesi, Spor Kulübü, Üniversite ve Valilik ile dostluklarını iyice pekiştiriyordu. Görünür, görünmez yatırım ve yardımlarla tüm kurumlar emrine amade hale gelmişti.

Öte yandan maden sahası cehennem çukuruna dönmüştü.

Kolları ahtapot gibi bölgeyi saran şirket Kasım 2019 tarihinde komşu Kemaliye ilçesi’nin köylerinde sondaj çalışmalarına başladı.

Bölge halkının yoğun protestoları sayesinde Anagold Madencilik ve İliç altın madeni kamuoyunun gündemine oturmayı başardı.

Açılan davadan yürütmeyi durdurma kararı çıkmasıyla biraz zaman kazandığını düşünen köylülerin karşısına bu sefer başka isimlerle şirketler çıktı. Eylül ayında bazı kişiler boy göstermeye ve tehditler savurmaya başladı yaşlı köylülere.

Altın iştahıyla talandan nasibini alacak olan bölgelerin bir diğerinin Dersim coğrafyası olduğu anlaşıldı sonraki zamanda.

2019 yılında Dersim bölgesinde 43 500 ha alanda maden ruhsatı verildiği görülüyor. Cevizlidere köyü birinci, Karayonca köyü ikinci, Karaoğlan köyü üçüncü, Doludibek köyü dördüncü ve merkeze bağlı Geyiksuyu köyü Sin mezrası ise beşinci ruhsat sahası olarak belirlenen bölgede Anagold’un yan işletmesi Kartaltepe şirketi sondaj faaliyetleri yaparak altın bulduğunu açıkladı.

Kapasite geliştirmeyle beraber Çöpler altın madeni tesislerinde günde 9 bin ton zehirli atık toplanacak. Havuzlara da günde 5 bin m3 atık su (21 ayrı kimyasal) deşarj edilecek.

Havuzda biriken asitli ve siyanürlü suyun havaya buharlaştırılarak azaltılıyor. Yani günde tonlarca zehirli bileşenler bölgenin havasına karışarak ölüm saçmaya devam ediyor 10 yıldır.

Zehir havuzundan ve milyonlarca ton atık dağlarından kimyasalların çevreye yayılmadığını düşünmek saflık olur.

Havuzun 350 metre yakınından geçen Karasu Nehri’nin bu sızıntılarla ve asit buharlarıyla kirlendiğini ve bu kirliliğin Fırat Nehri üzerinden Keban, Karakaya ve Atatürk Barajlarına taşındığını, sonuç olarak verimli arazileri zehirlediğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu arada yıkımdan kuşlar da payını almaktadır. Her yıl yüzlerce ender türde kuş, atık havuzunu göl sanıp suyunu içerek katledilmektedir.

Doğu Anadolu Fay hattının üzerinde olan bu tesis büyük felakete yol açabilecek durumdadır.

23 Ocak 2020 3. Kapasite artımının ÇED’i için İliç’te yapılacak olan halkın katılımı toplantısı yoğun protestolar nedeniyle yapılamaz. 10 Kasımda Ankara’da İDK toplantısı yapılır.

3. kapasite artımı % 50 artış sağlanacak.

Sülfür tesislerinde günde 6 bin ton olan kapasite 9 bin ton’a çıkacak.

19 yıl boyunca 1.72 milyon ton zehirli kimyasal toprağı ve suyu zehirleyecek.

19 yıl boyunca 6 175 kamyon dolusu sodyum siyanür

19 yıl boyunca 8 455 kamyon sülfürik asit

19 yıl boyunca 4 655 kamyon sodyum hidroksit kullanılarak tüm bölgeyi yok edecektir.

Kapasite artımı sonunda siyanür ve asit havuzu da 52.4 milyon tona çıkacak hatta planlanan ikinci havuzda da 13.7 milyon ton zehir depolanacak.

Atık havuzu inşası öncesinde uygulama projesi onayı alınmış, 1. Aşama inşaat faaliyetleri tamamlanmış ve sülfitli cevher zenginleştirme işlemleri ile oluşan proses atıkları atık havuzunda depolanacaktır.

Çöpler Kompleks Madeni 3. Kapasite Artışı Projesi ile halihazırda işletmede olan açık ocaklarda kapasite artışı planlanmaktadır.

İliç Çöpler Altın Madeni şu an itibariyle Türkiye’nin en büyük altın ocağı ve işletmesi durumundadır.

Şirketin sadece Erzincan ile kalmayıp Dersim, Malatya ve Sivas’a kadar olan bir bölgeyi egemenliğine alıp yaşanmaz hale getireceğini görmekteyiz.

Kazdağları’nda, Fatsa’da, Madra’da, Bakırçay’da yaşanan felaket, ne yazık ki İliç’te de yaşanmakta. 26 Aralıkta yapılacak toplantı ile açılacak yeni maden sahasını engelleyerek bu korkunç yayılmayı durdurmada ilk adım atılmalıdır.

2020-2027 arasında şirketin 86.2 ton altın hedefleri vardır. 6 milyar $ değerinde bu madenin %3 devlet payı ise %40 indirim ile 117 milyon $ inmektedir. Çıkan altınların % 98’inin holding kasalarına sokan maden kanunları varken bunun ekonomik kalkınma gibi gösteriliyor olması çok trajiktir.

Topraklarımızın, doğanın ve tüm canlıların geleceğini üç beş holdingin insafına bırakmamak için maden talanına dur demeliyiz.

Aykut Alyanak