Adalar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni imar planına yönelik tepkiler sürüyor. Ada sakinleri, 'Koruma Amaçlı Planın' adaları korumanın yanında, adalara büyük zarar vereceğini belirterek, Ataşehir'de bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. Sanatçı Tilbe Saran, ''Plana karşı değiliz ama bu planın çok büyük eksikleri var.'' dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 27 Temmuz 2023 tarihinde askıya çıkarılmış olan, Adalar İlçesi koruma amaçlı Nazım İmar Planı ve koruma amaçlı Uygulama İmar Planlarına itiraz dilekçelerini teslim edecek olan Adalılar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması düzenledi. Adalılar, en önemli itirazlarının gerçekleşmesi hedeflenen planların, lojistik, ulaşım, ziyaretçi yönetimi ve afet planlamasını içermeme olduğunu belirtti.
Doğasever sanatçı Saran ise ''Plana karşı değiliz ama bu planın çok büyük eksikleri var. Her bir adada sorun var ama Adalar tek bir ilçe ve dolayısıyla bu planın tek başına yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.'' ifadelerini kullandı.
Adalar imar planına itiraz etmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın il binası önünde bulunan Adalılar, 'Adalar imara açılamaz sloganlarının gösterilmesine', basın açıklaması yapılmasına polisin izin vermediği aktarıldı.
Aslı Uluşahin: ''Adalılar, Adalar imar planına itiraz etmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın il binası önünde. Polis basın açıklaması yapılmasına izin vermiyor. Adalar imara açılamaz sloganları.''
Basın açıklaması sanatçı Tilbe Saran tarafından okundu. Adalıların oluşturulan imar planlarına itiraz nedenleri açıklandı. Aktarılan basın açıklamasının ardından Adalılar, itiraz dilekçelerini müdürlüğe teslim etti.
Adalılar tarafından kamuoyuyla paylaşılan basın açıklaması
Dört tarafı deniz olan adalarda kıyıların plan dışı bırakılmış olması kabul edilemez.
Önemle belirtmek isteriz ki birçok açıdan riskli bulduğumuz, Adalılar ve Adalılara ek olarak Türkiye'nin her yerinde yaşayan doğa ve ada severlerin endişe etmesine sebep olan maddeler içeren planların birincil sakıncası, kıyıların plan dışı bırakılmış olmasıdır. Dört tarafı suyla çevrili kara parçalarının kıyı planı olmadan bir imar planının düzenlenmesi doğru değildir. Sadece bu sakınca bile adalar halkını derin bir kaygıya sürüklemiştir. İstanbul’un hemen kıyısında bulunan Prens Adaları vatandaşın yeşiliyle, mimarisiyle kaostan uzaklaşıp nefes alabildiği ender alanlar arasındadır. Adaların müşterek alanlarının korunabilmesi ve bir sayfiye alanı bölgesi olması özelliğini yitirmemesi gerekir. En önemli itiraz başlıklarımızdan biri de planların, lojistik, ulaşım, ziyaretçi yönetimi ve afet planlamasını içermemesidir.
Sait Faik Abasıyanık’ın hikayelerindeki Paradisos yok olmasın
Plan kapsamında kıyı şeridiyle birlikte düşünülmeden ve tüm bu acil ve çok önemli gereklilikler hesaplanmadan Burgazada’da 2000 m2’lik bir otel inşaatına izin verilmiştir. Üstelik turizm yapılaşmasına açılan ve etki alanı çok daha geniş olacak bu büyük alan, Burgazada’nın en önemli kültür mekanlarından biri olan Sait Faik Abasıyanık’ın hikayelerinde söz ettiği Paradiso’u yani şimdiki Cennet Bahçesi’ni yok etmektedir. 1903 yılında bir kır gazinosu olarak faaliyete geçmiş olan Paradissos, halen adanın kültür sanat ihtiyacı için önemli bir gereksinimi karşılayan bir sahne ve etkinlik alanıdır.
Otel inşaatı, Ayanikola’da yapılması planlanan günübirlik tesisler ve Marta Koyu çevresi için öngörülen düzenlemeler hem ziyaretçi yükünü arttıracaktır hem de mevcut kültürel ve doğal dokuya zarar verecektir. Ayrıca Marta Koyu çevresi, pek çok göçmen kuş ve balık türü için hayati öneme sahip hassas bir ekosistem barındırmaktadır ve bu husus planda hiç dikkate alınmamıştır.
Heybeli Ada’da yer alan Sanatoryum ve Ruhban Okulu gibi tescilli binalar, kültürel miras alanları ve arazileri kültür mirası olarak koruma statüsüne alınırken fonksiyonları sağlık ve eğitim olarak belirtilmiş ancak 1/1000’lik uygulama planlarında bu fonksiyonlar belirtilmemiştir. Bu durum bu alanların planda bir boşluk oluşturma ve fonksiyon değişikliği riski barındırmaktadır.
Büyükada’da da Aya Nikola Manastırı yakınlarına devasa bir lojistik alanı planlanmaktadır.
Bunlar Adalarımız için risk gördüğümüz sadece örnek konu başlıklarıdır.
Genel olarak:
- Planlar, deprem, orman yangınları ve iklim krizi başta olmak üzere doğal afetler, jeolojik veriler ve ekolojik verilerin dikkate alınmadığı izlenimini vermektedir.
- Örneğin orman alanlarının hemen yanında insan hareketliliğini artıracak ve doğal yaşam döngüsünü bozacak “donatı” alanları yerleştirilmesi kaygı vericidir.
- Onaylanan imar planlarında ada kıyılarında atıksu deşarj noktaları görünmektedir. Oysa, Marmara Denizi hakkında çalışan uzmanlar, atık suyun arıtılmış olsa dahi hiçbir şekilde denize boşaltılmaması gerektiğini önemle vurgulamaktadırlar. Marmara Denizi atık su için alıcı ortam olamaz. Atık suyun arıtma düzeyi yeniden kullanıma uygun olmalı, su denize deşarj edilmeyip kullanılmalıdır.
- Adalarda kabul edilen kat yüksekliği sınırının adaların yamaçlı topoğrafik yapısı dikkate alındığında kolaylıkla istismar edilebilme ihtimali vardır. Kat yüksekliğine dair plan notlarında Adalarda inşaat ruhsatlarında vaziyet planı zorunluluğu belirtilmelidir. Kat yüksekliğinin istismarını engelleyecek bu zorunluluğun plana işlenmemiş olması kabul edilebilir bir durum değildir.
- İmar planlarında tescilli yapıların bulunduğu parsellerde yeni yapılaşmaya izin verilmeyeceği hükmü bulunmaktadır. Ancak Adalar İlçesi’nin Kültürel Miras Envanteri henüz tamamlanmadığından, bu husus da istismara açıktır.
Unutmamak gerekir ki Adalar UNESCO Dünya Mirası listesine girmeye aday olan ve buna ilişkin resmi bir süreç yürüten çok kıymetli bir coğrafyadır. Titizlikle hazırlanması gereken koruma amaçlı imar planlarında en çok önem verilmesi gereken konulardan biri de yapılacak plan ile Adaların UNESCO Dünya Mirası listesine girebilmesini sağlamak olmalıyken maalesef hazırlanan planlar bu amaçtan çok uzaktır.
Ülkemizin her bir noktası gibi Adalarımız da çok özel ve korunması gereken yerleşim alanlarıdır. Adalarımızın sahip olduğu doğal güzelliklerini, kültür zenginliklerini, turizm değerlerini korumak hem ülkemiz hem de çocuklarımız için görevimizdir. Bugün yapılacak yanlışlar sonrasında bedeli ödenemeyecek, değiştirilemeyecek kötü sonuçlara neden olabilecektir. Bu nedenle çok önemli olan gerekçelerle planlara itiraz ediyor, düzeltilmesini talep ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni, Adalar İlçe Belediyesi’ni hassasiyete ve Adalıların çabasını anlamaya ve belirttiğimiz yanlışlardan dönmeye davet ediyoruz.
Kaynak: https://t24.com.tr