Akçakoca'da 'GEÇİNEMİYORUZ' feryadı

19 Kasım Cuma günü Akçakoca'da Emek ve Demokrasi güçler, bir basın açıklamasıyla yapılan zamları ve ekonomik durumu bir basın açıklamasıyla protesto ettiler. Basın açıklamasını  KESK bileşenleri, Tüm Emekli Sen 21, Yeşil Sol Parti,  EMEP,  Sol Parti ve Yeşil Yaşam İnisiyatifi ortak olarak yaptı. Basın açıklaması metni aşağıdadır.

Akçakoca'da  'GEÇİNEMİYORUZ'  feryadı

GEÇİNEMİYORUZ, HALKTAN VE EMEKTEN YANA BÜTÇE İÇİN OMUZ OMUZA!

Geçinemiyoruz Platformu’nu oluşturan Sendika ve Siyasi Partiler adına ortak açıklamayı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN) Düzce Şube Örgütlenme Sekreteri Erol KARADAŞ yaptı. Yapılan ortak açıklamada;

Ülkeyi yönetenler büyüme rekorlarından, şahlanan Türkiye’den bahsediyor.

Bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor…

Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz. İşsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz.

Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz.

Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz.

Bu zorlu süreçte TBMM’de hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren, 2022 Bütçe yasa teklifi görüşülüyor. Bütçede gelirlerin kimlerden sağlanacağı ve kimler için harcanacağı belirleniyor.

Anayasasında sosyal-hukuk devleti yazan bir ülkelerde, oluşturulacak bütçeler ile toplumun ezici çoğunluğu, üreten emekçi çoğunluğu korunabilir.

Ancak ne yazık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynaklarının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılmasının bir aracı haline dönüşmüştür. Ve yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Türkiye salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olmuştur.

Türkiye dolaylı ve dolaysız vergilerle işçilerin-emekçilerin patronundan daha yüksek oranda vergi ödediği bir ülke haline gelmiştir.

Bizim cebimizden alınanlar işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, ‘hazine garantisi’, faiz olarak aktarılmaktadır. Bizim cebimizden alanlarla milyonlar yoksullaşırken, bir avuç şirket şahlanmaktadır.

Toplumsal cinsiyete duyarsız, eşitsizlikleri artıran bütçede kadınların ekonomik kaynaklara, kamusal hizmetlere, eğitime, sağlığa ve sosyal koruma haklarına eşitsiz erişimi, bakım ve ev içi emeği ile çifte mesaisi bir kez daha göz ardı edilmektedir.

Bizim cebimizden alınanlar, eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe harcanmamaktadır.

Bizim cebimizden alınanlar, bir avuç yandaşın aldığı beş rakamlı üçer beşer maaşa, itibar adı altındaki şatafata, yandaş vakıflara-cemaatlere aktarılmaktadır.

Oysa bütçe işçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın “geçinemiyoruz” diyen büyük çoğunluğunun nefes alması için kullanılmalıdır.

  • Ücretli kesimlerin omzuna yıkılan vergi yükün hafifletilsin, bütçe gelirleri büyük oranda kar, faiz ve servetin vergilendirilmesine dayansın.
  • Asgari ücret ve bütün ücretlerin asgari ücret kadarı için tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın ve net ödensin. Böylece tüm ücretler yaklaşık 750 lira artırılsın.
  • Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulsun.
  • Dolaylı vergiler düşürülsün, tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlansın.
  • Eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilsin, kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan pay artırılsın.
  • En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilsin.
  • Herkese temel gelir güvencesi sağlansın.
  • Toplumsal Cinsiyete Duyarlı bir bütçe hayata geçirilsin.
  • Sendikal ayrımcılık ortadan kaldırılsın.
  •  İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını,
  • Yıllardır “satış sözleşmeleri” ile oluşan mali kayıplarımızın yaşanan gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesini,
  • Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini İSTİYORUZ!

Kısacası bu ülkenin işçileri, emekçileri olarak yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz.

Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz.

2022 bütçesi ve asgari ücreti belirlenirken “geçinemiyoruz” diye haykıran milyonları talepleriyle omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz. denildi.

GEÇİNEMİYORUZ PLATFORMU

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN)

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)

Büro Emekçileri Sendikası (BES)

Emek Partisi (EMEP)

Sol Parti (SOL)

Yeşil Sol Parti