Orman yangınları ABD, Kanada, Yunanistan, Türkiye, İtalya, Cezayir ve Sibirya’da şiddetli bir şekilde kendini gösterdi. Hatta uzaydan da yangınları gözlemleyen Fransız Astronot Thomas Pesquet, geçtiğimiz günlerde Twitter’da bu alevlerin fotoğraflarını yayınlamıştı.
NASA astronotu Megan McArthur ise astronotlar olarak, iklim krizinin gezegeni nasıl etkilediğini gözlemleyebildiklerini belirtirken “büyük tropik fırtınalar her zaman geliyor ve potansiyel olarak onlardan sonra de sel geliyor. Tüm bu etkileri buradan görebiliyoruz” dedi.
McArthur sözlerine şöyle devam etti: “Görebildiğimiz diğer şey, elbette, atmosferin çok ince merceği. Dünyamızı ve üzerindeki her şeyi koruyan şey bu mercek. Bunun ne kadar kırılgan olduğunu görüyoruz ve ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.”
NASA astronotu Mark Vande Hei Insider’a verdiği demeçte, “Orası yaşayabildiğimiz tek yer. Bu yüzden, onu korumaya yardımcı olmak için yapabileceğimiz her şeyi yapmamız çok önemli” dedi.
SICAK, KURU VE RÜZGÂRLI GÜNLER DAHA ÇOK OLACAK
BM’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden (IPCC) yeni bir rapor, yangın havasının 2050 yılına kadar Kuzey Amerika, Orta Amerika, Güney Amerika’nın bazı kısımları, Akdeniz, Güney Afrika, Kuzey Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda’da muhtemelen artacağı konusunda uyarıyor. Bu da orman yangınlarını tetikleyecek ve sürdürecek kadar sıcak, kuru ve rüzgarlı geçecek günler anlamına geliyor.
Yayınlanan IPCC raporu, iklim değişikliği üzerine yıllarca süren bilimsel araştırmaları analiz etmek için yüzlerce uzmanı görevlendiren grubun altıncı değerlendirmesinin ilk bölümü. Bu uzmanlar, küresel sıcaklıkların 2040 yılına kadar neredeyse kesin olarak sanayi öncesi ortalamanın en az 1,5 santigrat derece üzerine çıkacağını belirlediler.
Küçük bir değer gibi görünse de artış, buzulların ve kutup buzullarının daha fazla erimesi de dahil olmak üzere gezegen genelinde büyük değişiklikleri de beraberinde getiriyor. Bu da okyanusların bu yüzyılın sonuna kadar yükselmeye devam edeceği anlamına geliyor.
Ancak hazırlanan raporda, 2 santigrat derecelik ısınmayı ve getireceği değişiklikleri önlemek için hâlâ zaman olduğu da belirtiliyor.
IPCC RAPORLARI ALARM VERİYOR
IPCC raporu, yükselen denizlerle birlikte şiddetli yağış ve kasırgaların neden olduğu aşırı olayların kombinasyonlarının önümüzdeki on yıllarda sel baskınlarını daha olası hale getirmeye devam edeceğini de dikkat çekti. Ayrıca kömür ve petrol gibi fosil yakıtların yakılmasının, ince atmosferi ısı tutucu gazla doldurarak büyük ölçüde değiştirdiği anlatıldı.
IPCC raporuna göre 2019’da atmosferdeki karbon konsantrasyonu 2 milyon yılda herhangi bir zamanda olduğundan çok daha yüksekti.
Bu gazlar atmosferi doldururken, Güneş’ten gelen fazla ısının uzaya geri dönmesini de engellerler. Küresel sıcaklıkların yükselmesine ve astronotların dehşet içinde izlediği aşırı hava koşullarına neden olan şey de bu.
GULF STREAM AKINTISIDA DURMA NOKTASINDA
Bunlara ek olarak gezegenimizde doğal ortamda büyük değişiklikler meydana getirecek bir tehlikede Gulf Stream akıntısının yavaşlaması. Coğrafya derslerinden hepimizin hatırladığı temel bilgilerden biri şudur: Atlas Okyanusu'nda iki temel akıntı bulunur. Labrador soğuk su akıntısı, İskandinav ülkelerinin kıyılarından aşağı doğru iner, Gulf Stream sıcak su akıntısı ise Meksika Körfezi'nden yukarı doğru harekete geçerek İngiltere'nin kuzeyine kadar devam eder. Gulf Stream, geçtiği coğrafyalarda birçok ülkenin hatta kıtanın iklimini etkiler. Özellikle de Avrupa'nın kuzeyindeki havayı ısıtarak daha yaşanabilir bir ortam oluşmasını sağlar.
Ancak çok yakın zamanda bu temel bilgileri unutmak zorunda kalabiliriz. Zira iklim bilimciler, Gulf Stream akıntısının durma noktasına geldiğini söylüyor. Gulf Stream'in durması ise gezegenimiz için en önemli kırılma noktalarından biri olacak.
GULF STREAM DURURSA NE OLUR?
Guardian'ın aktardığına göre, bilim insanları Atlantik Meridyonel Devinim Dolaşımı (AMOC) olarak adlandırılan akıntıda "son yüzyılda tam bir istikrar kaybı yaşandığını" ortaya koydu. Bilim insanları AMOC'un yavaşladığını ilk kez 2004 yılında fark ederek bu konuda ölçümlere başlamıştı. Üç yıl kadar önce AMOC'un son 1600 yıldır hiç olmadığı kadar yavaş aktığı ortaya çıkmıştı. Bu yeni analiz ise akıntının tamamen durmak üzere olduğuna işaret ediyor.
Peki Gulf Stream akıntısının ya da bilimsel adıyla AMOC'un durması ne gibi sonuçlar doğuracak? Bu sorunun cevabı, bilim insanlarının "en önemli kırılma noktası" uyarısını da daha iyi anlayabilmemizi sağlıyor.
Şöyle ki Hindistan, Güney Amerika ve Batı Afrika'da yaşayan milyarca insan tarım yapabilmek ve karınlarını doyurabilmek için Gulf Stream etkisiyle oluşan yağmurlara muhtaç. Diğer yandan Avrupa'da Gulf Stream'in havanın ılınmasını sağlayan etkisi olmazsa, birçok şehir yaşanamayacak kadar soğuk olacak ve yıkıcı fırtınalar yaşanacak. Okyanusun diğer yakasında Kuzey Amerika'nın doğusunda deniz seviyeleri yükselecek.
Güney Yarımküre'de ise Amazon yağmur ormanlarının karşı karşıya olduğu tehlike artarken, Antarktika'daki buzullar da daha büyük risklerle karşı karşıya kalacak.
Kaynak : www.sozcu.com.tr - www.hurriyet.com.tr