Danimarka 2020’de elektriğinin neredeyse yarısını; İrlanda% 40, Almanya ve İngiltere’nin her biri ise %27’sini rüzgar enerjisiyle sağladı.
En fazla rüzgar kapasitesini Hollanda alırken, Almanya ikinci sırada yer aldı. Ayrıca, Polonya gibi yeni aktörler de var. Rusya da 0.8 GW devreye alarak yükselen yıldızlar arasında yer aldı.
WindEurope ticaret birliğinde analist olan Ivan Komusanac, “Bu yıl önceki yıllara göre çok daha fazla çeşitlilik vardı. İlk beşte bazı yeni yüzler görüyorsunuz” dedi.
Şu anda Avrupa’da yaklaşık 220 GW rüzgar kapasitesi var ve Almanya önde. Yeni oyuncular arasında filo oluşturmaya başlayan İsveç ve Türkiye ile 10 yılın ikinci yarısında kapasitesini artırması beklenen Polonya yer alıyor.
Ancak Komusanac, AB ülkelerinin, yeni iklim hedefini karşılamak için beklenen artış bir yana, Komisyon’un 2030 itibariyle mevcut yenilenebilir enerji hedefini karşılayacak kadar iddialı olmadığı konusunda uyardı.
Ülkelerin her yıl 18 GW kurması gerektiğini, ancak mevcut planların bunun en az 3 GW gerisinde kaldığını söyledi.
WindEurope, mevcut senaryolarında önümüzdeki beş yıl içinde 105 GW’ın kurulmasını bekliyor, ancak COVID kısıtlamaları, bir takım sorunlar ve şebekenin kurulmasındaki gecikmeler devam ederse bunun 79 GW kadar düşük olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Yaşlı Türbinler ve İzin Sorunları
Rüzgar endüstrisinin karşı karşıya olduğu bir diğer sorun da yaşlanan türbinler. Önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 26 GW kapasite 20 yaşın üzerinde olacak. Yeni türbinler çok daha verimli, ancak maksimum yükseklik ile ilgili düzenlemeler geçmişten bu yana değişti ve yeni türbinlerin daha uzun olması nedeniyle bunların değiştirilmesi için izin almak zorlayıcı olabilir.
Komusanac “7 GW tamamen bitecek. Bunlar tamamen hizmet dışı bırakılan ve tamamen kaybolan projeler olacak ve son 20 yıldır aldığımız temiz elektriği kaybedeceğiz” dedi.
Bu, Almanya’da hassas bir soru haline geldi. Komusanac, konuyu ele almak için yerel halkı planlama süreçlerine dahil etme ihtiyacını vurguladı ve “En kolay yol, yerel topluluğu olabildiğince erken sürece dahil etmektir. Bu şekilde, düşük bir kamuoyu kabul görme riskini de azaltırsınız ”dedi.
Komusanac ayrıca rüzgar endüstrisinin ulusal “adil geçiş” planlarının bir parçası olarak işçileri yeniden iş gücüne dahil etmeye yardımcı olabileceğinin altını çizdi. Şu anda sektör, Avrupa genelinde 300.000 kişiyi istihdam ediyor, ancak bu rakamların önümüzdeki 10 yıl içinde 450.000’e çıkması bekleniyor.
AB’nin yenilenebilir enerji direktifi halihazırda izin süreçlerini hızlandırmak için hükümler içeriyor, ancak bunlara şu anda uyulmuyor. AB bunu revize etmeyi planlarken, WindEurope izin prosedürlerinin nasıl iyileştirilebileceğine odaklanacak.
Türkiye'de durum
Türkiye'nin rüzgar enerjisinin elektrik üretindeki payı 2010'de %8 i geçmiş vaziyatte. EPİAŞ tarafından açıklanan ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından duyurulan verilere göre, Türkiye 2020 yılında elektrik üretiminin %8,44’ünü rüzgar enerjisinden karşıladı. Özellikle pandemi sürecinde fosil yakıtlardan sağlanan enerjinin üretiminde yaşanan sorunlar karşısında esen rüzgarın enerjisinden faydalanan Türkiye, COVID-19’un ilk pik noktasına ulaştığı Nisan ayında %10’un üzerinde elektrik üretimini rüzgar ile sağladı.
Kaynak: www.İklimhaber.org - www.tenva.org