Doğa araştırmacılardan 'ekolojik dengenin korunması' uyarısı

Doğa Araştırmaları Derneği, Türkiye'de 1933 yılında 44 milyon hektar olan çayır ve mera alanlarının yaklaşık yüzde 68 azalarak şu an 14 milyon hektarın altına düştüğünü belirtti.

Doğa araştırmacılardan 'ekolojik dengenin korunması' uyarısı

Doğa Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erdem, Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Konulu Hükümetler Arası Bilim-Politika Platformu'nun (IPBES) 2020 yılı raporunda; yeryüzündeki memeli hayvanların, kuşların, balıkların, sürüngenlerin ve amfibilerin, nüfuslarının son 50 yılda yüzde 60 azaldığının ifade edildiğini belirterek ekolojik dengenin korunması uyarısında bulundu.

DÜNYA NÜFUSU HIZLA ARTTI

Erdem, dünya nüfusunun 1970'ten bu yana ikiye katlandığını ve küresel ekonominin 4 kat büyüdüğünü aktararak bu kadar hızlı değişen ve gelişen dünyayı beslemek, giydirmek ve enerji sağlamanın doğa üzerindeki baskıları artırdığını bildirdi.

"SULAK ALANLARIN YARISINDAN FAZLASINI KAYBEDİLDİ"

Erdem, Türkiye'de de durumun pek farklı olmadığını, doğal yaşam alanlarının hızla kaybedildiğini ifade ederek, "1950'li yıllardan günümüze ülkemizdeki sulak alanların yarıdan daha fazlasını çeşitli nedenlerle kaybettik. Geri kalanları ise su rejimlerine yapılan müdahaleler ve yanlış su yönetimi nedeniyle tehdit altında." değerlendirmesinde bulundu.

Mera alanlarında da kayıplar yaşandığına işaret eden Erdem, "Türkiye'de 1933 yılında 44 milyon hektar olan çayır ve mera alanları, yaklaşık yüzde 68 azalarak günümüzde 14 milyon hektarın altına düştü." dedi.

"İNSANLIĞIN VARLIĞININ DEVAMI EKOLOJİK İLİŞKİLERİN SAĞLIKLI İŞLEYİŞİNE BAĞLI"

Birçok bilim insanının, doğanın yok edilmesinin insan hayatını küresel ısınmadan daha erken tehdit edebileceğini savunduğunu vurgulayan Erdem, insan varlığının devamının yeryüzündeki canlı türlerinin varlığına ve onlar arasındaki dengeye borçlu olduğu anlattı.

Erdem, söz konusu denge bozulduğunda insanların başa çıkamayacağı, koronavirüs salgınından daha kötü hastalıklarla daha sık karşılaşmasının kaçınılmaz olduğuna dikkati çekerek "Unutmayalım, yeryüzündeki ekolojik ilişkiler insanlar olmadan da sağlıklı bir şekilde devam edecektir ancak insanlığın varlığını sürdürebilmesi yeryüzündeki ekolojik ilişkilerin sağlıklı işleyişine bağlı. Bunun bilincinde olarak Dünya Yaban Hayatı Günü, dünyamıza ve gelecek nesillere karşı sorumluluklarımızı hatırlayacağımız bir gün olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.