DSİ’nin Bodrum Barajı Projesi’ne Karşı Köyler Dayanışmada

İkizköy Çevre Komitesi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) temsilcileri, Yatağan’ın Çamlıca mahallesini ziyaret etti. DSİ’nin Bodrum’a su sağlamak için yapmayı planladığı barajdan etkilenen iki köy halkı ve MUÇEP bölgede hem ekolojik yıkıma yol açacak, hem yöre halkının zorunlu olarak göç etmesine yol açacak, hem de tarım ve hayvancılığa darbe vuracak baraj projesine karşı birlikte mücadele etmek için ilk adımı attı.

DSİ’nin Bodrum Barajı Projesi’ne Karşı Köyler Dayanışmada

DSİ’nin Bodrum Barajı Projesi’ne Karşı Köyler Dayanışmada VİDEO - TIKLA İZLE

DSİ’nin Kayaderesi Çayı üstünde yapmayı planladığı barajın ÇED süreci başladı. Bu kapsamda 4 Şubat 2021 tarihinde Milas Çamköy’de Halkın Katılımı Toplantısı yapılmıştı. Covid19 salgını nedeniyle halk toplantının yapılmasına itiraz etmesine rağmen, toplantı gerçekleştirilmişti. İkizköy ve Çamlıca köylüleri ile MUÇEP gönüllülerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda her iki köy halkı da barajdan yaşam alanlarının ve ana geçim kaynakları olan tarım ve hayvancılığın nasıl olumsuz etkileneceğini Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, DSİ yetkilileri ve ÇED firması temsilcilerine aktarmışlardı.

DSİ’nin Kayaderesi Çayı üstünde yapmayı planladığı baraj projesi gerçekleşirse, çayın içinden geçtiği 10’un üzerinde köyle birlikte Çamlıca ve İkizköy mahallelerini de mağdur edecek. Çamlıca’nın Dipkayaderesi mevkii, çayının oluşturduğu vadi içinde kurulu ve barajın suları altında kalacak. İkizköy ise Kayaderesi Çayı’nın vadiden çıktıktan sonra içinden geçtiği ilk mahalle. Suyun barajda tutulması ile İkizköy ovası susuz kalacak.

ÇED toplantısında tanışan iki köy halkı, 10 Şubat Çarşamba günü Kayaderesi’nde bir araya geldiler. İkizköy Çevre Komitesi ve MUÇEP temsilcileri Çamlıca köylüleri ile birlikte barajın yapılacağı alanı ziyaret ettiler. Aralarında köyün azalarının da bulunduğu Çamlıca köylüleri, Kayaderesi Çayı’nın 7,5 km boyunca uzandığı muhteşem güzellikteki vadinin sular altında kalacağını; vadi ile birlikte kızılçam gen koruma alanı olan ormanın, çayın kıyısındaki tarım ve zeytinlik alanların da yok olacağını anlattılar.

Dipkayaderesi olarak geçen mevkide 20 civarı hane bulunuyor ve burada yaşayanlar hayvancılık (özellikle keçi ve koyun besiciliği), arıcılık, zeytincilik ve bahçecilik yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Vadi ayrıca her yıl Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen yüzlerce çam balı üreticisine de ev sahipliği yapıyor. Çamlıca halkı barajın sadece kendi köylülerini değil, çok daha büyük bir nüfusu geçim kaynaklarından edeceğini belirtiyor.

Saha ziyareti sırasında dikkat çeken başka bir nokta da Şubat ayı içinde olduğumuz ve bölge yaklaşık bir aydır yoğun yağış aldığı halde çayın suyunun çok az olmasıydı. Çamlıcalılar, Kayaderesi Çayı’nın “mevsimlik” bir su olduğunu, yörede yağmur mevsimi olan Kasım-Mayıs aralığında yağış miktarıyla orantılı bir akışın olduğunu; yazın çayın tamamen kuruduğunu aktarıyor. Çayın kurak yıllarda suyu çok azalıyor; örneğin bu yıl ancak Şubat ayında çayda su akışı gerçekleşmiş. Durum o kadar vahim ki, Bodrum’a su sağlasın diye üstüne baraj yapılması planlanan Kayaderesi Çayı boyunca yaşayanlar, içme ve kullanma sularını Kartal Tepesi dedikleri mevkiden borularla taşıyorlar. Bu ironik durum akıllara, DSİ’nin nasıl bir fizibilite ile Bodrum Barajı adı altında bir projeye başladığı sorusunu getiriyor.

Ziyaret sırasında İkizköy Çevre Komitesi temsilcileri de istimlaka karşı kendi mücadelelerini paylaştılar. İkizköylüler, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine yakıt sağlamak amacıyla linyit madenlerinin genişletilmesi nedeniyle istimlak tehlikesine karşı köylünün nasıl bir araya geldiğini; yaklaşık 1,5 yıldır madenin genişleyerek tarlalarını, zeytinliklerini ve İkizköy Akbelen ormanlarını yok etmemesi için nasıl bir mücadele yürüttüklerini aktardı. İkizköy Işıkdere mahallesinde yaşarken istimlak yüzünden evlerinden ve tarlalarından olan İkizköylüler, istimlak sürecinde maruz bırakıldıkları yanlış yönlendirmeleri, yetkililer tarafından oldu bittiye getirilen satış işlemlerini, istimlak sonrasında yeni bir hayat kurabilmek adına büyük bir kredi yükünün altına girdiklerini anlatarak, “toprağınızı hiçbir koşulda terk etmeyin” mesajı verdi.

MUÇEP temsilcisi ise, platform olarak Çamlıca ve İkizköy halkının baraja karşı yürütecekleri mücadelede sonuna kadar dayanışma içinde olacaklarını belirterek, seslerini kamuoyuna ve yetkililere hep birlikte duyurmak için çalışacaklarını söyledi.

DSİ’nin yeni baraj projesine karşı geniş bir coğrafyada pek çok kırsal yerleşimi etkileyecek. Mücadelenin büyümesi için dayanışma ve birlikte hareket etme kararı alan Milas İkizköylüler, Yatağan Çamlıcalar ve MUÇEP uzun bir yolun ilk adımını atmış oldular.