Ankara Gar Katliamında yaşamını yitiren 103 yurttaş için İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Kadıköy’de bir araya geldi.
Ankara'da 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'ne radikal İslamcı terör örgütü IŞİD tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 103 kişi hayatını kaybetmişti.
Katliamın üzerinden geçen 7 yıla rağmen suçlulara gereken cezalar verilmezken, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Ankara Gar katliamın yıl dönümüne ilişkin Kadıköy İskele Meydanı’nda bir araya geldi.
Anma katledilen 103 canın isimlerinin tek tek okunmasıyla başladı.
‘YOLLAR DAEŞ’İN KATİLLERİNE DE AÇILMIŞTI’
Katliamda yaşamını yitiren Dicle Deli’nin babası Faik Deli anmada açıklama yaptı. Deli, 9 Ekim akşamı egemenlerin ülkeyi sürüklemek istediği kaos ortamından çıkmak için Ankara’ya hareket ettiklerini belirterek şu sözlere yer verdi:
“Ben de yoldaşlarım ve canım kızım Dicle’mle beraber o yürütüşe katılmıştım. Ankara’ya giderken bundan önceki süreçlerde olduğu gibi daha çıktığımız noktalardan Ankara’ya varıncaya kadar çeşitli engellemelerle karşılaşıyorduk ve ‘Neden bu engellemeler, korkuyor musunuz?’ diye soruyorduk. Ama 9 Ekim akşamı İstanbul’dan çıkarken Ankara’ya gidene kadar herhangi bir uygulamaya tabii tutulmadık. Bu da bize bir şeyler hatırlatıyor, yollar bize açıldığı gibi DAEŞ’in katillerine de açılmıştı. DAEŞ’in katilleri binlerce kilometre yol alarak ellerini kollarını sallayarak ülkenin başkentine gelmişler. Bizi bir tuzağa çekmişlerdi.”
Tandoğan Meydanıı’nda yalnızca 2 tane trafik polisi olduğunu vurgulayan Deli, “Meğerse o alanı bizler için boşaltmışlar ve asli görevleri olmasına rağmen tedbir almamışlar. Maalesef o alan boşaltılmıştı, 1 tane güvenlik görevlisini göremedik. Ne zaman ki içimizde bombalar patlatıldı, 101 arkadaşımız alanda, 3 arkadaşımız da orada aldıkları yaralardan sonra hayatlarını kaybettikten sonra süpürün talimatıyla karşılaştık. Güvenliğimizi alması gerekenler yaralı arkadaşlarımızın üzerine kimyasallarla, plastik mermilerle saldırdılar” sözlerine yer verdi.
‘AKP'NİN İKTİDARI KAYBETMEMEK İÇİN KATLİAM DÂHİL HER ŞEYİ GÖZE ALABİLECEĞİNİN AÇIĞA ÇIKTIĞI KANLI GÜN’
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç ise açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Attığımız twitten, söylediğimiz söze kadar her adımımızı izleyen, polis devleti uygulamalarını üniversitelerden işyerlerine kadar her yerde yaygınlaştıran, basın açıklamalarını engelleyip, konserleri yasaklayarak herkese ve her şeye müdahale eden AKP iktidarının hesabını vermediği, ülkemiz siyasi tarihinin en vahşi katliamının, 2015 yılı 10 Ekim'inin üzerinden yedi yıl geçti...
Bugün 10 Ekim; yıllar geçse de mücadelelerine sahip çıkacağımız, adlarını tek tek anmaktan vazgeçmeyeceğimiz arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, yoldaşlarımızın ölümlerinin yıl dönümü...
Bugün 10 Ekim; seçim sonuçlarını, halkın oy tercihini beğenmeyenlerin kontrgerilla yöntemlerini devreye sokarak seçim öncesi toplumdaki korkuyu yayma ve muhalifleri sindirme amaçlı bir katliamı Ankara'nın ortasında gerçekleştirebildiğinin, AKP'nin iktidarı kaybetmemek için katliam dâhil her şeyi göze alabileceğinin açığa çıktığı kanlı gün.
Bugün 10 Ekim; 2015 yılı seçim sürecinde DİSK-KESK-TMMOB ve TTB'nin çağrısı ve demokratik kurum, dernek, sendika, siyasi parti ve inisiyatiflerin katılımı ile gerçekleştirilen "Emek - Barış - Demokrasi" talepli mitingin daha başlamadan kana bulandığı; bayrakları ve flamaları ile halay çekenlerin bedenlerinin parçalandığı; insanlık düşmanlarının iktidarlarını sürdürebilmek için herkese kıyabileceklerini bir kez daha gösterdikleri Ankara Gar katliamının ve bu katliamda yitirdiğimiz 104 insanımızın parçalanmış bedenleri arasında adalet arayışımızın yedinci yılı...
‘ÖLÜM VE DEHŞET SAÇAN TÜM BU POLİTİKALARA KARŞI MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Bu ülkenin işçileri, emekçileri, kadınları gençleri, emek, özgürlük, demokrasi ve barış talebinin ısrarlı savunucusu sendikaları, meslek odaları ve siyasi partileri olarak bizler; ülkemizde bir yönetme biçimi halini almış olan bu devlet "destekli-onaylı" şiddet sarmalını on yıllardır her gün yaşıyoruz. Darbe dönemlerinde pervasızlaşan, işkencelerden, cezaevi katliamlarına uzanan, seçim dönemi bombalı katliamlarla olağan günlerde ve tevekkülle karşılanması beklenen işçi ölümleriyle, kadın cinayetleriyle ölüm ve dehşet saçan tüm bu politikalara karşı mücadeleye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.
Ülkemiz yeni bir seçim sürecine yine siyasal ve ekonomik krizle girmiş durumda. Sermaye sınıfının çıkarını önceleyen partilerin, yandaş medyanın, partili polis ve yargı sisteminin, dinin siyasallaştırılmasının ve ırkçı milliyetçi söylemlerin yetmediği dönemlerde siyasi suikastlara, katliamlara başvurmayı, ülkemizin değerli aydınlarını, gazetecilerini, sendikacılarını, gençlerini katletmeyi alışkanlık haline getirenleri uyarıyoruz. Arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin yoldaşlarımızın hayatını sizin algı yaratma provokasyonlarınıza alet etmeyecek, sadece fail olarak kullanılan IŞİD'lilerden değil, azmettiren, planlayan, koruyan ve kollayanlardan da hesap soracağız.
‘HER SEÇİM ÖNCESİ TEZGAHLANAN BU KATLİAMCI SİYASET TAKTİKLERİNE GEÇİT VERMEYECEĞİZ!’
Kapitalizmin doğamızı ve tüm yaşam alanlarımızı tükettiği, rant ve kâr döngüsü için hayatlarımızın piyasaya sürüldüğü, pazarı büyütme girişimlerinin bölgesel savaşlara dönüştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu sistemin ülkemizdeki taşeronu olan AKP iktidarının derinleştirdiği bu karanlık günlerde, enflasyonun, pahalılığın, emek sömürüsünün tahammül edilemez hale geldiği; itiraz eden, hak talep eden herkesin vatan haini ilan edildiği, polis ve yargının sindirme, medyanın ise yalan ve çarpıtma aracına dönüştüğü bu iklimde; AKP-MHP koalisyonuna - Cumhur ittifakına bir kez daha sesleniyoruz: ezberinizde olan katliamcı yöntemleri aklınızdan bile geçirmeyin...
Uyarıyoruz!
Her seçim öncesi tezgahlanan bu katliamcı siyaset taktiklerine geçit vermeyeceğiz!
10 EKİM 2015 Günü Ankara Gar'ı önünde katledilen 104 arkadaşımızın hesabını soracak,
Uyarıyoruz!
1977 1 Mayıs Taksim katliamının, Sivas Madımak vahşetinin, 10 Ekim öncesi Suruç'ta gençleri öldüren bombaların da, birçok aydın, gazeteci, yazar ve siyasetçinin ölümü ile sonuçlanan siyasi suikastların da, o dönem siyasi krizlerini ve seçimlerini etkileme ve iktidar paylaşımı için toplumsal atmosfer yaratma amaçlı olduğunu artık herkes görüyor.
Bu nedenle, 10 Ekim 2015 yılında katledilen arkadaşlarımıza sahip çıkmanın en güzel ve en anlamlı yolu bir daha bu ülkede böylesi katliamların yaşanmasını engellemekten geçiyor. Bu tür provokasyonları hiç kimsenin aklından geçiremediği, niyetlenenlerin heveslerinin kursaklarında kalacağı, faillerin azmettiricileri ile birlikte en ağır cezalara çarptırılacağı bir toplumsal refleksi ve kararlılığı büyütmek zorundayız.
‘SORUMLULARINI UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ!’
Aydınların, gençlerin, işçilerin ölü bedenleri üzerinden toplumdaki korku, kaygı ve otoriteye sığınma eğilimini körükleyerek amacına ulaşmaya çalışan bu anlayışa karşı, yoksulluğun, emek sömürüsünün, eril ayrımcılığın güncel sonuçlarını ve daha fazla özgürlük, demokrasi ve barış taleplerini içeren sınıf kavgasını öne çıkarabilmeliyiz.
Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen katliamların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. DİSKKESK-TMMOB ve TTB'nin çağrısı ve İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçlerinin de katılımıyla bugün burada bir araya gelen bizler ve ülkemizin dört bir yanında meydanlara çıkan arkadaşlarımız Saray rejimini sürdürebilmek için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri affetmeyecek, 10 Ekim'de Ankara'da kaybettiğimiz arkadaşlarımızın değerli anısına sahip çıkmaya devam edeceğiz!
Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!
Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!
Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz Yaşasın Halkların Kardeşliği!”
Kaynak:https://ilerihaber.org/