Birleşmiş Milletler Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2020 Küresel İklimin Durumu Raporu'na göre, 2020 şimdiye kadarki en sıcak yıllardan biri. Rapora göre 2020 yılında ortalama küresel sıcaklık, Sanayi Devrimi öncesi seviyenin yaklaşık 1.2 derece üzerinde ölçüldü. Dünya geneli için bu açıklamalar yapılırken veriler Türkiye’de de kurak bir dönem yaşandığını gösteriyor. Yağışlar bir önceki yıla göre Marmara Bölgesinde yüzde 17.4 oranında azaldı. Son yılların en kurak yaz mevsimlerinden birinin yaşandığı İstanbul’da su sorunu daha fazla dillendirilmeye başlandı. İSKİ’nin verilerine bakarsak bu endişe hiç de yersiz değil. İstanbul'a günlük yaklaşık 3 milyon metreküp su veriliyor. İSKİ'nin verilerine göre İstanbul'da yıllık toplam yağış miktarı da baraj doluluk oranı da son 10 yılın en düşük seviyesinde. 2010 yılında İstanbul'daki yağış değeri ortalaması bin 93 mm iken, 2020 yılında 476 mm olarak gerçekleşti. İSKİ’nin resmi internet sitesinde yer alan tabloya göre İstanbul’daki barajların doluluk oranı 20 Eylül’de yüzde 40,51 civarındayken bu oran 6 Ekim’de yüzde 35,36 olarak açıklanmıştı. 23 Kasım’da bu oran 26.30 iken, şu an itibariyle İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranı yüzde 23’e gerilemiş durumda.
YAPILAŞMA VE BETONLAŞMA!
Barajlardaki su seviyelerinin azalmasının çok çeşitli nedenleri var. Ekim ayında İstanbul’un su sorunu üzerine röportaj yaptığımız Prof. Dr. Doğanay Tolunay, 2020 yılında yağışların düşük olması sebebiyle barajların doluluk oranının yüzde 100’e ulaşamadığını söyleyerek şu noktalara dikkat çekmişti: “Yaz aylarında yağış olmaması, su tüketimi ve barajlarda olan buharlaşma nedeniyle doluluk oranı sürekli düştü. Yaz aylarına girilirken baraj doluluk oranlarının yüzde 100 olması durumunda yaz aylarındaki kullanım sonucunda yüzde 70’e gerilemesi beklenirdi. Başka bir deyişle, barajlardaki doluluğun az olmasının en önemli nedeni art arda iki yıl kuraklık olması diyebilirim. Elbette, diğer bir neden barajların su toplama havzalarındaki yapılaşmalar. İçme suyu barajlarındaki su, yağmurun doğrudan baraj yüzeyine yağması ile birikmez. Yağmur sularının önce toprağa sızması, sonrasında ise derelere ulaşıp derelerden de barajlarda toplanması gerekir. Ormanların ve diğer bitki örtüsünün tahrip edilmesi, toprakların betonlaşması, suyun topraklarda depolanmaması anlamına gelir. Yapılaşma ve betonlaşma sonucunda su önce rögarlara oradan da denize gider. Böylece su kaybedilmiş olur.
Suyun barajlardan evlere kadar ulaştırılması sırasındaki kayıplar da İstanbul’da oldukça yüksek. 2019 yılında İstanbul’a barajlardan bir milyar metreküpün biraz üzerinde su verilmiş. Ancak bu suyun 237 milyon metreküpü kaybedilmiş. İstanbul il sınırları içindeki en büyük baraj olan Ömerli’nin azami biriktirme hacminin 235 milyon metreküp olduğu dikkate alındığında kayıp su miktarının boyutu daha iyi anlaşılıyor.”
“2021 ZOR GEÇECEK”
Su Politikaları Derneği de barajlardaki su seviyesine dair bir açıklama yayımladı. 2021 yılında da su sorunun katlanarak devam edeceğinin vurgulandığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Derneğimizin ilgili çalışma kurulları tarafından takip edilen ülkemizin yağış ve kuraklık verileri analiz edildiğinde, 2021 yılının su yönetimi açısından zor bir yıl olacağı açık bir gerçektir. Büyük kentlerimize içme ve kullanma suyu sağlayan barajların doluluk oranları hızla düşmekte ve kritik su alma seviyesine yaklaşmaktadır. COVID-19 salgın dönemi içinde evsel su kullanımının yaklaşık yüzde 10 civarındaki artışı ve sonbahar yağışlarının geçen yıla nazaran ortalama yüzde 40 oranında az olması önümüzdeki aylarda su yönetimi üzerindeki baskıları arttıracaktır. Bu olumsuz durumun özellikle İstanbul ve İzmir kentlerimizde daha yoğun bir şekilde yaşanacağını değerlendirmekteyiz. Bu nedenle, uzun zamandır barajlarındaki doluluk oranları düşmekte olan kentlerimiz için risk yönetimini içeren yeni bir su temini stratejisi ve su yönetimi planının uygulanması için uyarılar yapmaktayız. Bugün bu plana ve uygulanmasına duyulan ihtiyaç daha da artmıştır. Bu plan kapsamında, artan tehlikenin ve bunun getirmiş olduğu riskin yönetilmesi için katılımcı su talebi yönetimine geçilerek su kullanımı azaltılmalıdır. Bunun yanı sıra en kötü senaryolar için acil su temini planları gözden geçirilmelidir.”
DSİ: “SU PROBLEMİ BEKLENMİYOR"
Su Politikaları Derneği önümüzdeki yıl İstanbul’da su sorunu yaşanacağına dikkat çekerken Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, barajlarda yeterli doluluk olduğunu, ihtiyaçları karşılama noktasında bir sıkıntı bulunmadığını açıkladı.
“Hiç su gelmese dahi İstanbul'un yaklaşık 2 buçuk aylık ihtiyacını karşılayacak su, rezervuarlarda mevcuttur.” ifadelerinin yer verildiği açıklamada, şu bilgiler verildi: “Bu sebeple, barajların doluluk oranlarının bugünkü durumlarına göre değerlendirilerek suyumuzun yetersiz olduğu sonucuna ulaşmak çok doğru olmayacaktır. Çünkü akımlar, mart ayı itibarıyla ortalamanın üzerine çıkarak doluluk oranlarını artırmaktadır. Halihazırda baraj dolulukları yeterli seviyede olup ihtiyaçları karşılama noktasında bir sıkıntı bulunmamaktadır. Kurumumuz tarafından anlık izlemesi yapılan 374 adet depolamalı tesisimizde aktif doluluk oranı yüzde 34,6’dır. Söz konusu barajların içme suyu maksatlı olanları yüzde 32,5; sulama maksatlı olanları yüzde 31,4 ve enerji maksatlı olanları ise ortalama yüzde 36,4 aktif doluluğa sahiptir. İstanbul ilinin günlük içme ve kullanma suyu ihtiyacı ortalama 3 milyon metreküptür.”
İSKİ’DEN SU TASARRUFU YÖNTEMLERİ
İstanbulluların yıllık su tüketimi gittikçe artıyor. 2009 yılında kayıp su da dahil bir İstanbullu günlük 154 litre su tüketirken 2019 yılında bu değer 187 litreye çıktı. Su tüketimi konusunda zaman zaman uyarılarda bulunan İBB Sözcüsü Murat Ongun sosyal medya hesabı Twitter’dan bu defa da şu açıklamayı yaptı: “Değerli İstanbullular; yağışlar kasım ayında mevsim normallerinin yüzde 45 altında gerçekleşti. Aralık ayında da sıcaklığın mevsim normallerinin 3 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. Lütfen su tüketirken özen gösterelim, çok basit önlemlerle ciddi tasarruf sağlayabiliriz.”
Peki su tasarrufu nasıl yapılır? İşte İSKİ’nin önerileri:
- Meyve ve sebzeler sürekli akan suyun altında değil, kaptaki bir su içinde yıkanabilir. Bu su, çiçek sulama vb. işlemler için de kullanılabilir.
- Bulaşık ve çamaşırlar elde yıkama yerine makinede yıkanabilir. Makine tercihlerinde ise A+ kategorisinde tasarruf sağlayan makineler tercih edilebilir.
- Banyo ve duş süreleri kısaltılarak önemli miktarda su tasarrufu sağlanabilir. Araç yıkamalarında, suyu sürekli akıtmak yerine, geri dönüşümü olan otomatik yıkama makineleri tercih edilebilir.
- El yıkama, diş fırçalama ve tıraş olma sırasında sular boşa akıtılmamalıdır. Bahçe sulamalarında, özellikle yaz aylarında buharlaşmanın etkisini azaltmak için sabahın erken saatleri ya da akşamın geç saatleri tercih edilebilir.
- Dahili tesisatlarda su kaçaklarının olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir. Musluk bataryaları ile duş başlıkları, tazyikli su akmasını sağlayan ürünler ile değiştirilebilir.
- Bulaşık ve çamaşırlar, makineler dolduğu zamanlarda yıkanmalı ve ekonomik modlar tercih edilmelidir.
- Sifonlar, gerektiği kadar çekilmeli, küçük rezervuarı olan ürünler tercih edilmelidir. Şayet bu da mümkün değilse, rezervuarlar içerisine 1 litrelik şişe konulabilir, her sifon çekiminde 1 litre su tasarrufu sağlanabilir.
Kaynak: GazeteKadıköy