HABER: Murat Kerim ERBAŞ
Düşündürücü, çünkü mütalaa “sahipli hayvanı öldürmek yoluyla mala zarar vermek" ve “çevreyi kasten kirletmek” üzerine kurulu. Yani henüz hayvan dostların mal , kaynak ve köle olarak görüldüğü karanlık tünelden çıkamadık, hayvan dostların mal değil birer birey ve biricik olduğu gerçeğini bilince çıkaramadık.
Dava sonucu diğer taraftan umut verici çünkü 3 kişiye 10’ar yıl hapis ve 15’er bin TL para cezası benzer suçlardan bugüne kadar verilen en ağır ceza. İnsanlık yavaş da olsa hayvan özgürleşmesi yolunda adımlar atıyor. Bu adımlar her geçen gün hayvan toplumlarını biraz daha özgürleştirirken, daha geniş insan kitlelerini de derinden düşünmeye çağrı yapıyor. Köpek öldürene 10 yıl hapis, inek öldürene maaş ödülü. Bu çelişkiyi etik olarak açıklayabilecek kimse yoktur, aslında bunun zevk ve öğretilmiş alışkanlıklar dışında bir açıklaması da yoktur.
Merkezi sinir sistemine sahip bütün duyarlı varlıklar insandan farksız olarak acıyı, korkuyu, sevinci, anneliği, babalığı, çocukluğu, yorgunluğu, oyun oynamayı….. ölümü bilir. Batıkent katliamı ve davası gibi olgular, duyarlı varlıklar arasında hangilerine acı çektirmek sorunlu, hangilerine acı çektirmekte sorun yok ve "neden?" sorusu üzerinden türcülüğümüzü ve türcülük ile ilgili etik tutarsızlığımızı sorgulama fırsatı veriyor.
Gerçek şu ki bütün hayvan dostlar içkin değerleriyle, hisleriyle birer birey, onlar biricik ve bizden farksız. Doğru olan da hak, had ve adalet algımızın bu gerçek üzerinden şekillenmesi.
Doğa ve iklim bütün bileşenleriyle , ancak insan hayvan bütünleşik özgürlük mücadelesi başarıya ulaştığında özgürleşecek.