Diyarbakır'da uzun süredir etkili olan yüksek sıcaklıklar ve buna bağlı buharlaşma, barajlarda su seviyesinin düşmesine neden oldu. Kent merkezi ve çevre ilçelerdeki baraj, göl, gölet ve derelerde su seviyesinde düşüş gözlendi. Tarım arazilerinin sulanmasında kullanılan, göçmen kuşlar için barınma ve üreme alanı olarak da bilinen Devegeçidi Sulama Barajı’nda da su seviyesinde düşüş meydana geldi.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Satar, bölgedeki baraj, göl, gölet ve derelerin hem insan hem de evcil ve yabani hayvanlar için hayati önem taşıdığına dikkat çekerek, “Hava sıcaklarının aşırı şekilde devam etmesi nedeniyle şehir merkezimize çok yakın olan Devegeçidi Barajı’nda su seviyesi oldukça azaldı. Gölette hem derinliğin hem de suyun miktarının çok azaldığını görüyoruz. Buradan faydalanan birçok canlı var tabii insanlarımız da dahil. Ama burası bir geçiş alan kuşlar için. Suyun çok dikkatli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bildiğimiz kadarıyla yakın yerlerde mısır ekimi yapılmaktadır. Bu sudan yararlandıklarını düşünüyoruz. Fakat suyun çok azaldığını görüyoruz. Bu bizim için büyük bir tehlike” diye konuştu.
"SUYU İDARELİ KULLANMAMIZ LAZIM"
Günlük hayatta su tüketiminin en aza indirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Satar, “Su kullanımına çok dikkat etmemiz lazım. Evdeki yıkayacağımız bulaşıklara kadar dikkat etmemiz gerekiyor. Nasıl yıkayacağız, makineyle mi yıkayacağız, daha az su tüketerek nasıl yıkayabiliriz, bu yöntemleri öğrenmemiz lazım. Daha az suyla nasıl temizlik yapabiliriz bunu öğrenmemiz lazım. Mesela araçlarımızı yaz aylarında her hafta yıkamak yerine 2 haftada bir yıkamak lazım. Yani artık suyu idareli kullanmamız lazım, bunu öğrenmemiz lazım. Çünkü hava gittikçe ısınmaya devam ediyor. Sıcaklar artmaya devam edecek. Belki önümüzdeki yıllarda bu artışlar çok fazla olacak. Bu durumda bizim ne yapmamız lazım? Suya çok dikkat etmemiz lazım. Özellikle canlı türlerin yok olmasını istemiyorsak, yaban hayvanlarının yok olmasını istemiyorsak, bölgemize su kullanımına dikkat etmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
"SU KAYBETMEKTEN DAHA MASRAFLI BİR ŞEY OLAMAZ
Su buharlaşmalarının önüne geçmek amacıyla yer altı barajlarının yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ali Satar, şöyle konuştu:
“Bölgemize gidebilecek bitkiler, ağaçlar ekmemiz lazım. Bizim bölgemize has türler yetiştirmemiz lazım. Şimdi tarımda da artık çok özel yöntemler var. Suyun mümkün olduğu kadar çok az bir şekilde harcandığı sulama yöntemleri var. Geliştiriliyor bunlar da. Bilim insanlarımız bunlarla uğraşıyor. Bu tarz işlere girmemiz lazım. Belki biraz masraflı olmuş olabilir. Ama inanın bu suyu kaybetmekten daha masraflı bir şey olamaz. Belki yer altı barajlarının da artık yavaş yavaş yapılması gerekiyor. Çünkü su ne oluyor? Buharlaşıyor. Bizim bunun önüne geçmemiz için bu suyu aşağıda bir yerde hapsetmemiz gerekiyor. Artık yavaş yavaş bilimsel olarak neler yapılması gerekiyorsa bunlara girmemiz gerekiyor.”
Yeraltı barajı nedir (wikipedia)
Yeraltı barajı, kurak ve yarı kurak bölgelerde suların, toprak yüzeyi altında depolayan baraj tipidir. Yeraltı suyunun akım doğrultusu yönünde bir baraj seti yapılarak, suyun akiferde biriktirildiği yapılardır.
Yeraltında gözenekli alanlarda, hidrojeolojik ve jeolojik şartların uygun olduğu alanlarda uygulanır. Yeraltı sularını depolamak veya miktarını artırmak için yapılır. Dar vadilerde, sığ ve taneli akiferlerde uygulanır. Bazen doğal akiferlerde uygulanır, bazen de yapay akifer oluşturulur. Depolama alanının yeterli olduğu, beslenme koşulları uygun akiferlerde, geçirimsiz tabakaya kadar uzanan set yapılır, yeraltı suyunun akımı engellenip, birikmesi sağlanır. Biriken su kuyulardan pompa ile veya cazibe ile kullanım alanlarına ulaştırılır. Geçirimsiz set, beton, kil veya sentetik malzemeden yapılabilir.
Yapılan setler tamamen yeraltında veya bir kısmı yerüstünde olacak şekilde yapılabilir. Yer üstüne uzanan yapılar yeryüzünde de su tutarlar. Yerüstü barajlarının yapılamadığı, pahalıya mal olduğu, verimli olmadığı alanlarda uygulanır. Yerüstü barajlarından bazı açılardan üstündür. Şiddetli yağış, deprem gibi durumlarda yıkılma ihtimali yoktur. Taşınan alüvyonlarla dolmaz. Buharlaşma ile su kaybı yoktur, suyun kirlenme ihtimali daha düşüktür. Geçirimsiz set normal barajlara göre daha ince tutulur, ucuza mal olur. Yerüstü barajlarına göre bazı zayıf yönleri de bulunur. Akiferde birikecek suyu tespit etmek zordur. Depolanacak ve buradan elde edilecek su daha azdır. Su cazibeyle değil çoğunlukla pompaj ile elde edilir. Su kaçağını tespit etmek daha zordur.[1]
Romalılar devrinde buna benzer teknikler daha küçük boyutlarda Sardinya ve Tunus'ta kullanılmıştır. Japonya, ABD, Meksika, Hindistan, Almanya, Fransa'da uygulamaları mevcuttur. Kuzeydoğu Afrika'da Brezilya'nın kurak bölgelerinde yaygındır.
Türkiye'de ilk örneği Çeşme'de deniz suyunun, tatlı su akiferine doğru ilerlemesini engellemek amacıyla yapılmıştır. 2003'te Yahşihan (Kırıkkale) ile Kalecik'te (Ankara) iki yeraltı barajı yapılmıştır. Yahşihan barajı geçirimsiz granit üstündeki alüvyon tabakasına kil çekirdekli toprak dolgulu inşa edilmiştir. Ankara, Elmadağ'ın içme suyunu karşılamak üzere Kargalı Deresi üzerine yerin 14 m altına Kargalı yeraltı barajı yapılmıştır.
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr