Barajlardaki su seviyesinin eksilere indiğini anlatan MASKİ Genel Müdürü Burak Aslay, “Tarımda vahşi sulamayı sonlandırmalıyız. İçme suyu ile tarımsal sulama yapmamalıyız. Aksi takdirde gelecekte bir damla içecek suya muhtaç olacağız” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ısınma ve beraberinde iklim değişiklikleri son yılların en kurak zamanlarının yaşanmasına neden oluyor. Manisa’da bir zamanlar balıkçılık faaliyetlerinin yapıldığı bölgedeki en büyük göllerden biri olan ve neredeyse tamamen kuruyan Marmara Gölü’nün ardından Kütahya’dan doğup Ege Denizi’ne dökülen bölgenin en önemli nehirlerinden biri olan Gediz Nehri de kurudu. Kuruyan Nehirde kimi bölgelerde karşıdan karşıya geçilebilecek duruma gelirken nehrin birçok yerinde de kum adacıkları oluştu. Demirköprü Baraj Gölü ise eksi seviyelere kadar düştü.
Su seviyesinin eksilere indiği Demirci Baraj Gölü hakkında konuşan Köprübaşı Balıkçılık Üretim ve Değerlendirme Kooperatifi Başkanı Osman Doğan, “3-4 senedir yağmur yağmıyor. Yağmur yağmayınca da her sene su çekildi ve azaldı. Balıklar da zarar görüyor, vatandaşlar da zarar görüyor. 9 aydır tek damla yağmur düşmedi. O yüzden barajımız çekildi bu hale geldi. Ben çocukluğumdan beri buradayım bir günde 7 metre yükseldiğini bilirim buranın. Uşak’tan, Demirci’den gelen su burayı 3 günde çıkarır ama Allah yağmur vermiyor” dedi.
Köprübaşı ilçesine bağlı Çarıklar Mahalle Muhtarı Mehmet Doğan, “Uzunca bir zamandır ilçemize, bölgemize yağmur yağmıyor yaklaşık 9 ay oldu. Yağmur yağmadığı içinde su seviyesi çok düşük” diye konuştu.
Balıkçılık için bölgeye gelen Günay Tuna isimli vatandaş ise şunları söyledi: “Barajın en düşük hali. 59 yaşındayım baraj ilk defa bu hale geldi. İlk defa oluyor. Gördüğünüz tarlaların her tarafı su ile doluydu. Kayıklarımızı yağış olduğunda birer kademe yukarı çekerdik şimdi her geldiğimizde birer kademe aşağıya indiriyoruz.”
Yaşanan kuraklık beraberinde içme suyu sıkıntısını da getirirken Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürü Burak Aslay özellikle tarımda vahşi sulamanın önüne geçilmesi gerektiğini ve suların bilinçli ve tasarruflu kullanılmasının öneminden bahsetti.
“Su kıtlığı çeken bir ülke konumuna geleceğiz”
Türkiye’deki su kaynaklarının durumunda bahseden Aslay, “Ülkemiz herkesin düşündüğü gibi su zengini değil, maalesef su fakiri bir coğrafyada bulunmaktadır. Küresel ısınma ve buna bağlı olarak yaşadığımız iklim değişikliği su rezervlerimizi olumsuz yönde etkiledi. Yağışlar anlık ve yoğun gerçekleşiyor. Bu da su kaynaklarını beslemiyor ve sel gibi afetlere neden oluyor. Tabi buna bir de su kaynaklarının kirletilmesini yani çevre kirliliğini eklediğinizde çok yakın zamanda su kıtlığı çeken bir ülke konumuna geleceğiz. Afşar Barajı ile Gördes Barajı yüzde 4 seviyesinde, Demirköprü Barajı’nda ise sadece canlı yaşamına izin verecek kadar su var. Gediz Nehrimizde ise su akmıyor” dedi.
Manisa merkezde de derin sondajlar açıyoruz”
Manisa’da içme suyunun yüzde 99’unu yeraltı sularından sondajlarla karşıladıklarını kaydeden Aslay, “Manisa’nın içme suyunun yüzde 99’unu yer altı su kaynaklarından yani sondajlarla karşılıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cengiz Ergün’ün öncülüğünde Manisa’mıza yeni su kaynakları kazandırıyoruz. Bugüne kadar 574 adet sondaj kuyusu açtık. Ayrıca, kayıp kaçağa son vermek için de 3 bin 500 kilometre içme suyu hattı döşedik. Bin 392 içme suyu deposunda da bakım-onarım yaparak su kaynaklarının korunması için çalıştık. Su kaynaklarımız maalesef her geçen gün azalıyor. Bugün de sizinle birlikte Ilıca İçme Suyu Üretim Tesisimizdeyiz. Manisa merkezin yüzde 60’ının içme suyunu buradan karşılıyoruz. Tesisimizde 8 adet sondaj kuyumuzun yanına yenilerini açarak eski sondajları devre dışı bırakacağız. Kısacası artık Manisa merkezde de daha derin kuyular açıyoruz.”
“Manisa’da 181 sondaj kuyusu kurudu”
Artık suya ulaşmak için 500 metrelere kadar sondaj vurduklarını aktaran Aslay, “Eskiden 40-50 metrelerde ulaştığımız suya artık 400-500 metrelerde ulaşıyoruz. Hatta 400-500 metrelerde suya ulaşamadığımız yerler bile oluyor. Maalesef bugüne kadar 181 adet sondaj kuyumuz kurudu. Mevcut sondajlarımızda da su seviyesi daha derinlere indiği için 11 kilometre uzunluğunda kolon borusu ilavesi yaptık” diye konuştu.
“Vahşi sulamaya son verilmeli”
Su kaynaklarının korunmasının önemine değinen Aslay şunları söyledi: “Hepimizin şunu iyi bilmesi lazım. Su kaynaklarımız sınırsız değil. Suyumuzu, bilinçli ve tasarruflu kullanmalıyız. Su kaynaklarımızı kirletmemeliyiz. Tarımda vahşi sulamayı sonlandırmalıyız. İçme suyu ile tarımsal sulama yapmamalıyız. Aksi takdirde gelecekte bir damla içecek suya muhtaç olacağız.”
“Gediz Nehri tamamen kurudu”
Manisa’nın ve Ege Bölgesinin en önemli su havzalarından biri olan Gediz Nehrinin tamamen kuruduğunu söyleyen Aslay açıklamasını şöyle tamamladı: “Gediz Nehrimiz bu havzanın ana can damarı. Demirköprü Barajında su seviyesi eksi seviyelerde. Sadece canlı yaşamına izin verecek kadar su var. Bu nedenle Gediz Nehri tamamen kurumuş durumda. Gediz Nehrinin bazı noktalarından karşıdan karşıya geçilebilecek duruma geldi. Gediz Nehri hem tarımsal sulamada hem yeraltı su kaynaklarının artması konusunda bizim en önemli su kaynaklarımızdan biri. Maalesef küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliği Gediz Nehrini de olumsuz yönde etkilemiş durumda.”
Kaynak: www.usakgundem.com