Küre dağlarında ÇED raporu istenmeden maden arama izni

Küre Dağları’nın eteğinde endemik bitkileri barındıran, içinde dünyanın en derin ikinci kanyonu olan, 3 bin 500 hektarlık ormanlık alana uzman görüşü ve ÇED raporu istenmeden maden arama izni verildi.

Küre dağlarında ÇED raporu istenmeden maden arama izni

Küre Dağları’nın eteğindeki nadir endemik bitkileri barındıran ve dünyanın en derin ikinci kanyonuna ev sahipliği yapan bölgede ‘3 bin 500 hektar’ alana maden arama izni verildi. Maden için sondaj izni uzman görüşü ve ÇED raporu istenmeden verildi.

Karar gazetesinden Merve Şişman’ın haberine göre, dünyanın en derin ikinci kanyonu olan ve nadir endemik bitkileri barındıran Valla Kanyonu’nun bulunduğu bölgede 3 bin 500 hektarlık alana maden arama izni verildi. Zonguldak’ın, Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı’ya sınır olan Akçakoca’nın köylerinde 1774 hektarlık ve Devrek’in Ahmetoğlu köyünde 1737 hektarlık daha orman alanında Bakır ve Manganez aranacak.

ŞİRKETİN SAHİBİ BBP BELEDİYE BAŞKANI ADAYI

Toplamda 3500’i aşkın hektarlık alanda orman tahribatının içinde ceviz, kestane ve kestane meşelerinin olduğu ifade edilirken, maden arama işlemi de Mavera Mandencilik’e verildi. Şirket, 31 Mart yerel seçimlerde Büyük Birlik Partisi’nden belediye başkan adayı olan, aynı zamanda Mavera Madencilik’in de Yönetim Kurulu Başkanı olan Yılmaz İri’ye ait. Mavera Harfiyat Madencilik Lojistik İnşaat’ın sahibi Yılmaz İri, 31 Mart yerel seçimlerde Büyük Birlik Partisi’nin belediye başkan adayı olmuş ve Pamukova belediye başkanlığı seçiminde bin 594 oy farkıyla AKP’nin adayı Fatih Akın’a karşı seçimi kaybetmişti. Mavera Madencilik Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde Bakır, Devrek ilçesinde de Manganez aramak için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) maden arama ruhsatı aldı.

VALİ ŞİRKET AVUKATI GİBİ KONUŞTU

Maden iznine dönük tepkiler karşısında Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu “Tabii ki maden aramamız gerekiyor. Bu konuda kimseden izin almamız söz konusu olamaz” dedi. Bölge halkının sıkıntısına kulak vermesi gereken valinin bu ifadeleri büyük tepki çekti.

Valinin ifadelerine tepki gösteren bölge halkı ise bu ifadelerin akıldışı olduğuna dikkat çekerek “Nefesimiz kesilecek, ağaçlarımız katledilecek” dedi. Bölge halkı madene karşı 21 Eylül Cumartesi saat 12.00’de eylem yapacğını duyurdu.

“MADEN TEKELLERİ UĞRUNA ORMANLAR GÖZDEN ÇIKARILIYOR”

Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü ve şehir plancısı Başar Alipaça konuya ilişkin maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanların yine yoğun orman tahribine sebep olduğuna dikkat çekerek “Zonguldak ili doğası, sahip olduğu zengin ekolojik ve tarımsal potansiyele rağmen maden tekelleri uğruna gözden çıkarılmaya çalışılıyor. Altın madenciliği üretim aşamasında ormanlar ve çevre sağlığı açısından başlı başına ağır bir tahrip sebebiyken çok geniş alanların da altın arama faaliyetlerine açılması ile bu tahrip tüm bölgeyi etkisi altına alıyor. Altın ve diğer 4. Grup madenler için verilen arama ruhsat sahaları pek çok il ormanlarının neredeyse bütün mevkilerini kapsıyor. Bu aynı zamanda hiçbir ekolojik değere bakılmaksızın her maden bulunan noktaya üretim izni verileceğinin de kanıtı durumunda. Maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanlar yine yoğun orman tahribine sebep oluyor. Diğer köylerimizde olduğu gibi Zonguldak köylerinde de toprağını, ormanı, suyunu savunan köylüler sadece o bölgeyi değil aslında tüm vatanı savunmakta” ifadelerini kullandı.

"NEFESİMİZİ KESMESİNLER"

Zonguldak’ın Alaplı ilçesine bağlı Fındıklı Köyü Muhtarı Bayram Sezgin de çalışma yapılacak yerlerin fındık, ceviz ağaçlarının olduğu bir bölge olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi; “Bölgede oldukça verimli bir şekilde arıcılık yapılıyor. Bölgede ıhlamur ağacı ve dere yatağımız var. Yapılacak tahribat 3-4 tane daha köyü etkiliyor. Bölgemizdeki derede nesli tükenme tehlikesindeki kırmızı benekli alabalık var. Bu kadar güzel doğal alanımızı talan edecekler, canlılar etkilenecek. Aynı zamanda çalışma yapılacak yer denizi de etkileyecek. ÇED raporu yok, sağlıkçılardan, tarım uzmanlarından görüş alınması lazımdı. Araştırılmadan ruhsatın verilmesi anlaşılır değil. Ağaçlarımızı katletmesinler, nefesimizi kesmesinler.”

Kaynak: www.evrensel.net