Sayın Altunsoy, çalışmalarınızın geniş bir üye katılımı ile gerçekleştiğini görmekteyiz.Bu başarılı sonuçları da beraberinde getirmekte. Bize derneğinizin çalışma modelini aktarabilir misiniz?
-Bizim eğitim sistemimizde, ailemizde ve sivil toplum örgütlerimizde katılımcı bir modele çok az rastlanmakta.Sadece sonuca odaklı bir çalışma modelimiz var.
Oysa; çalışma modellerimiz, planlamada, yürütmede ve sonuçlarda katılımı rehber edinmeli.
Derneğimizin modeli budur. Eğer başarılı olduysak da, nedeni katılımcı bir model ile yola çıkmış olmamızdır.
Sayın Altunsoy, bu modeli uygularken nerelerde tıkandınız?
– Ne yazık ki toplumumuz katılımcı model felsefesine hazır değil. Ailede ve eğitimde bu model olmadığı için, daha çok emir bekleyen bir toplum yapısı var. Bunu kırabilmek için uğraştık ve sonunda da başardık.
Yine, kapitalizmin vahşi gelişimine paralel olarak “gönüllülük” kavramının çok azaldığını gördük.Avrupa’da ve Amerika’da öğrenci başarısındaki ölçütler şunlar:
Üniversitedeki başarısı, Sportif faaliyetlerdeki başarısı, Gönüllü bir kuruluştaki başarısı.
68 kuşağına baktığımız zaman, o dönemin de abartılı ölçüde gönüllülük taşıdığını görebiliriz. 68 kuşağı, gençliğini yaşamadı, o da sağlıklı değildi. Bugünkü gönüllü genç sayısının azlığı da, elbette sağlıklı değil.
Bugünkü gönüllü genç sayısının azlığı, en çok tıkandığımız konulardan biri.
– Sayın Altunsoy, derneğiniz pek çok alanda bir orkestra gibi çalışıyor. Bu zor olmuyor mu?
14 yıldan bu yana gönüllük ilkesi ile çalışan derneğimiz, 349 üye ile çeşitli kümeler halinde çalışmakta.
Hobi el işi kümesi, 2 Yakadan Ezgiler, Spor ve Halk Dansları, Aile öyküsü, Bir konu bir konuk, Medyada Arşiv, Gezi, Mübadil Mutfağı, Çevre ve İklim, Mübadele Evi,Sivil toplum kuruluşları ile ilişkiler.
Son dönemde, derneğimiz bünyesinde, her Cumartesi açık olan bir de 2. El Değiş Tokuş pazarı da oluşturduk.
Kuşadası Mübadil Mutfağını markalaştırma çalışmalarımız devam ediyor.
Bütün bunlar üyelerimizin katılımı ile akıyor ve gayet yolunda ilerliyor.
Katılımlar da her geçen gün artıyor.
– Sayın Altunsoy, yerel yönetimlerden beklentiniz nelerdir?
Bizler, kentin bileşenleri olarak, her unsurun kucaklanmasını bekliyoruz. Bütün şehirlerde mübadil anıtları açılmakta. Kentimizde de “Mübadele Anıtı” isteriz. Belediyemiz anıtlar konusunda hassas. Elimizde böyle bir proje dosyası var. Anıt eskizleri de elimizde.Eğer gerçekleşirse çok mutlu oluruz.
-Sayın Altunsoy, şu an itibariyle mübadil nüfusu hakkında bilgi verebilir misiniz?
1961 yılı itibariyle Doç. Dr Mübeccel Kıray’ın yapmış olduğu araştırmaya göre, Kuşadası’nın nüfusunun büyük çoğunluğu Rumeli ve Adalar’dan gelenlerdi. Şimdi göç ile bu nüfus oranı azaldı. Şu son yıllardaki büyük göçü saymazsak, Güzelçamlı’nın tamamı, Davutlar’ın önemli bölümü ve Kuşadası’nın yüzde yetmişbeşi mübadele ile gelenlerin torunlarından oluşur.
-Sayın Altunsoy, mübadelenin 100. yılı ile ilgili ne gibi projeleriniz var?
Gelecek yıl, gençlere yönelik bir çağrımız olacak. Onlardan mübadil dedeye ve nineye mektup yazmalarını isteyecek ve bir yarışma düzenleyeceğiz, yine üyelerimizin bu yöndeki fikirlerini alacağız.
Mübadele Evi ile yolu kesişmiş üyelerimizin vefatından sonra anılması adına bir anma köşesi oluşturacağız. Ata topraklarını gezmek isteyen üyelerimizin daha donanımlı olmaları için eğitim çalışmaları yürüteceğiz.
-Sayın Altunsoy, Kuşadası halkına bir mesajınız var mı?
14 yıldır gönüllük ilkesi ile hayatta tuttuğumuz derneğimizin asıl amacı kent belleği oluşturmak. Sivil toplum örgütleri ile yanyana gelmek ve bu belleği birlikte oluşturmak istiyoruz.
Sosyalleşmek isteyen Kuşadalıları derneğimize bekleriz.
Çok teşekkürler, iyi çalışmalar.
Kaynak: https://aktuelada.com