Aydın, Söke’ye bağlı Yeşilköy’de; RN: 42444 numaralı sahada yapılması planlanan Feldispat, Kuvars ve Kuvarsit Ocağı Kapasite Artışı projesi ile ilgili Yeşilköylüler ve Karacahayıtlıların açtığı davada; doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ve bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunmasının esas olduğu, proje kapsamında tarım toprağının yok edileceği, projenin yaşama geçmesi ile gerek kaynağın çıkartılması gerekse işlenmesi aşamasında büyük çevre kirliliklerine neden olunacağı, bu kararın Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkındaki Kanuna aykırı olduğu, Feldispat madeninin bitki örtüsü, doğal çevre, insan ve hayvan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu, projenin gerçekleştirileceği alanın birinci sınıf tarım arazisi olduğu, maden sahasında oluşacak tozun engellemesi için sulama dışında bir çözüm sunulmadığı, işletmede çalışacak personelin maruz kalacağı kimyasallar nedeniyle Silikozis hastalığına yakalanma ihtimali olduğu, ÇED projesine halkın katılımının sağlanmadığı, feldispat ve kuvars ocaklarından, madenin çıkarılması ve rezervin zenginleştirilmesi sırasında ortaya çıkan tozların uçuşarak bitkilerin üzerini kaplaması sonucunda fotosentezi engellediği, işlemin konu ve amaç yönünden hukuka aykırı olduğu, Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelere aykırı olduğu, ÇED sürecinde çevresel etkilerin nasıl giderileceğinin projede yer almadığı ileri sürülerek iptali istenilmişti.
Çevreci avukat Akın Yakan’ın köylüler adına vekil olarak takip ettiği davada, Aydın 2. İdare Mahkemesi tarafından “ÇED Olumlu” kararının iptaline karar verildi.
Ancak, davacı köylüler iptal kararına rağmen maden faaliyetlerinin sürdüğünü, maden şirketinin mahkeme kararına saygılı olması gerektiğini, mahkeme kararının uygulanması için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladılar.
Antik adı Latmos olan Beşparmak Dağları; tarih öncesi dönemden itibaren süregelen Antik Dönem, Bizans, Ortaçağ, Osmanlı ve günümüze kadar devam yaşam kültürüyle Batı Anadolu’nun adeta açık hava müzesi niteliğinde eşsiz bir doğa alanıdır.
İnsanlık tarihinde Neolitik Devrim olarak adlandırılan, yerleşik hayata geçişten sonra gelişen ve değişen yaşam biçiminin ifadesi olarak ortaya çıkan kaya resimleriyle, manastırları, antik yolları, savunma yapıları, kutsal alanları, kayalık arazi yapısının büyüleyici kaya ve mağara oluşumlarıyla, zamana yolculuk yapılan dünyadaki ender alanlardan biridir.
Kültürel miras zenginliğinin yanı sıra, floristik ve faunistik bilimler kapsamında dünya ölçeğinde bitki ve hayvan türlerini bünyesinde barındırmakta ve biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için evrensel değerlere sahip bir doğal miras alanı özelliğini taşımaktadır.
Yüzyıllardır doğayla barışık bir biçimde yaşayan yöre insanlarının yaşam alanlarındaki tahribatlar her geçen gün artmaktadır.
Latmos bölgesinde geri dönülmez tahribatlar yaratacak faaliyetler yerine, yöre insanlarının geleneksel yaşamları devam ederek, sosyal ve ekonomik olarak gelişmesini sağlayacak ve ülkemizin tanımına büyük katkı yapacak bir turizm planlaması yapılmalıdır. Bölgenin doğası ve tarihinin korunması açısından bu çok önemli çünkü Latmos’un bir benzeri yok.
KAYNAK: EKODOSD/Kuşadası