Kartal'da deneme türünün edebiyatımızda özgün ve seçkin yazarlarından Vedat Günyol'un anısını yaşatmak, onu yeni kuşaklara tanıtmak üzere Kartal Belediyesi öncülüğünde Türkiye Yazarlar Sendikası Türkiye PEN Yazarlar Derneği, Cumhuriyet Gazetesi, Kırmızı Kedi Yayınevi ve İstanbul Atatürk Lisesi Mezunları Vakfı'nın desteğiyle düzenlenen "6. Vedat Günyol Deneme Ödülleri" sonuçları yürütme kurulu tarafından açıklandı. 14 Kasım 2021 tarihinde yarışmaya 43 katılımcının katıldığı belirlendi.
Deneme ödülü KHK'lı öğretmen şair, yazar Mazlum Çetinkaya'nın "Kanun Hükmünde Yalnızlıklar" adlı eserine verildi.
Kendisiyle yaptığımız söyleşiyi aşağıda yayınlıyoruz.
Yeşil Günebakan: Mazlum Çetinkaya’yı yani sizi daha ziyade şiirlerinizden ve çocuk öykülerinizden tanıyoruz. Ama bir de baktık ki Vedat Günyol deneme ödülünü almışsınız… Hayırlı olsun, Türkiye’de deneme dalında önemli bir ödül olan “Vedat Günyol Deneme Ödülü” sizin için, yazım açısından ne ifade ediyor?
Mazlum Çetinkaya: Teşekkür ederim, bu konuya dair ilk röportajım ve bu konuda aldığım ilk soru. Evet haklısınız şiirin yakınlarında daha çok yer aldım. Öykü konusunda ise, öykücüyüm diyemem kendime. Hele mevzu bir de “çocuk öyküsü” olunca akan suyun sesi değişir.
Zaten dünya denilen şey kötülüklerin büyük kısmını çocuklara kusuyor, KHK denilen zulümde aynı şekilde, çocuklara yönelik bir kötülüktü…
Şiir ile deneme arasında çok ince bir zar var, bazen şiir ve denemeyi ayırt etmekte zorlanırız da. O yüzden deneme yazmak bir şair için çok uzak bir alana sıçramak değildir. Hele bir de yazdıran, kızdıran ve sızdıran bir dünyanın içinde yaşıyorsak, yazmak çok zor olmasa gerek.
Vedat Günyol Deneme Ödülü benim için biraz daha kışkırtıcı olacaktır yazım dünyamı. “Edebiyatın Cumhurbaşkanı” diye tanımlanan ve yaşamının her dönemiyle mülkiyetsiz olan, dünyasını edebiyata, kitaba ve hayatın güzel akması için insana yorulan, yoğrulan Vedat Günyol adına düzenlenen bir ödülü almak ayrıcalık olsa gerek. Mutlu oldum, sevinç duydum…
Yeşil Günebakan: Sosyalleşmenin kolay olduğu bir dönemde yalnızlığa vurgu yapmışsınız, dosyanızın adı da “Kanun Hükmünde Yalnızlıklar” buradaki yalnızlık neyin yalnızlığıdır?
Mazlum Çetinkaya: Bir kere sosyalleşmenin araçları güçlü ama sosyalleşmenin en dip yaptığı dönemdeyiz. Hayatın her alanında bir yalnızlık hüküm sürdü, sürüyor. Özelikle pandemi ile beraber en yakın arkadaşımız ceplerimizdeki telefonlar oldu, ayrılmaz bir parçamıza dönüştü. Sabahları uyandığımızda sevgilimizden önce telefona sosyal medya sayfalarımıza günaydın diye yazıyoruz.
Zirve yapan bir sosyal yalnızlık yaşıyoruz. Teknoloji insanı mutsuz etti, eee bir de baskıları ekleyin, yoksulluğu, işsizliği, savaşları… Bu yalnızlığı düşünün bakalım nasıl bir yük olur insanın sırtında.
Bu dosyadaki yalnızlık da bir dönemin, bir dönem yaşananların ve yaşanmaya devam eden Kanun Hükmünde Kararnameler ile ölüme sarılanların yalnızlığı, diğer yalnızlıklardan ayrı değil ama daha acımasız, daha ağır ve çekilmez olanı.
Yeşil Günebakan:Dosyanız henüz kitap olarak basılmadı eğer bir sakıncası yoksa birazcık 6. Vedat Günyol Deneme Ödülü alan dosyanızdan bahseder misiniz?
Mazlum Çetinkaya:Dosyadaki sayısını tam olarak bilmiyorum ama kısa deneme metinlerinden oluşuyor, son beş yılda yazdığım, yaşadığım denemeler. Dahası ben mi kendimi denedim yoksa birileri mi beni veya bizi denedi bilmiyorum. Denenmişliklerimizin iç dökümü diyebilirim “Kanun Hükmünde Yalnızlıklar” için. Uzunca süren bir eylemlilik dönemi, durup dururken kimlik kontrolleri, bankada sakıncalı TC numarası diye yazılan banka hesapları, “haaa demek KHK’lısınız!” diye hayretle bakan gözler, acınacak bir durumdayken sana acıyan garip insanlar vb. vb. işte. Dosyam bunları içeriyor, yoksa ne Ortadoğu tahlili yapıyorum ne de Rus uçaklarının nasıl vurduğunu!
Yeşil Günebakan:KHK ile eser dosya arasındaki ilişki nedir?
Mazlum Çetinkaya:KHK ile dosya arasında çok yakın bir ilişki var, burada hukuksal düzenlemeler olan Kanun Hükmünde Kararnameleri edebi bir düzenlemeye dönüştürmeye çalıştım sanırım. İhraç edilmemiz ve bu süreçte yaşadıklarımız da bu işin tuzu biberi oldu galiba. KHK’lar Türkiye hukukunun yasal nefret metinleridir, Kanun Hükmünde Yalnızlıklar da bu nefret metinlerinin yazınsal ve insani dizimidir. Biri gözyaşının ve sivil ölümlerin sebebidir diğeri ise bu sebebin sonuçlarıdır.
Yeşil Günebakan:KHK’lar bir yabacılaşma mı yoksa yalnızlık mı? Bu yabancılaşma veya yalnızlık size dair olanı mı yoksa genel bir duygunun yansıması mıdır yazdıklarınıza?
Mazlum Çetinkaya:KHK’lar yalnızlığın yabancı halidir aslında, kendine, en yakınına, sosyal denilen toplumsal arızaya, insan hakları, adalet, demokrasi denilen ama pratikte iki yüzlü insanları ortaya çıkaran ve hiç yakınımız olmayan bu kavramlara karşı yalnızlığımızın yabancılaşma halidir. Tabii ki bu dediklerim benim de içinde yer aldığım on binlerce insanın genel duygusunun yansımasıdır. Bazılarımız çok yaşadı bazılarımız da az, bazılarımız kalp krizi geçirdi, bazılarımız kanser oldu, bazılarımız da nehirlerde boğuldu, bu kadar kısa ve bu kadar uzun yaşadık. Özetle bu yaşanmışlıkların hikâyesidir bu dosyadaki denemeler.
Yeşil Günebakan:Üç cümle ile “kanun hükmünde yalnızlık” ne demektir?
Mazlum Çetinkaya:Rüyayla girdiğin bir şehirden acıyla çıkmaktır. Sur dibinde yanmış bir güle bakmaktır. Kürt olmaktır biraz da ve sonra doğduğun yerde bir ağıt ağacını büyütmektir kanun hükmünde yalnızlık.
Teşekkür ederim Yeşil Günebakan'a ve siz değerli arkadaşlarıma