Özgürlük, eşitlik ve kaliteli bir çevrede onurlu ve yeterli yaşam şartları sağlanmış olarak yaşamak insanların temel haklarıdır” denilerek 1972’de kabul edilen 5 Haziran Dünya Çevre Günü. ekoloji mücadelesi veren herkese kutlu olsun.
Dünya Çevre Günü’nün kabulünden bu yana da kapitalizm, dünyanın ekosistemlerini geniş ölçüde değiştirmeye ve tahrip etmeye devam ediyor. Ne yazık ki dünya “6. büyük kitlesel yok oluş” sürecine girmiştir. Kapitalist sistem 5 Haziran Çevre Günü’nde de iktidarlar eliyle doğaya yönelik saldırılarına azgınca devam ediyor. Dağlarımız, ormanlarımız, tarım alanlarımız, denizlerimiz, göllerimiz, akarsularımız, derelerimiz, sulak alanlarımız; yaşam alanlarımıza dair neyimiz varsa talan ediliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı gereğince kapatılması gereken Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin kömür ocaklarının tehdit ettiği Akbelen Ormanı için tutulan nöbetin 689’uncu gününde kolluk güçlerinin ve Orman İşletmesi ekiplerinin saldırgan bir şekilde nöbet alanına gelip gözdağı vermeye kalkışması, hem kamusal gücün şirket çıkarına alet edilmesi, hem görev ve yetkinin kötüye kullanılması hem de ekolojik tahribata yol açan şirketlerin gücünü nereden aldıklarının göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Deprem bölgesinde doğayı ve halk sağlığını tehdit eden moloz kaldırma faaliyetlerine ve arazilerin, evlerin kamulaştırılmasına karşı mücadele edenlerden, Cudi’de ağaç katliamlarına karşı direnenlerden, Samsun’da güneş panellerinin yapımına meralarını savunmak için karşı çıkan köylü kadınlara, Gezi direnişinin 10’uncu yılında kentlerine, parklarına, ormanlarına, meralarına, denizlerine, nehirlerine, tarihine, yoldaşlarına sahip çıkanlardan, Munzur’da krom madenine, Divriği’de altın madenine karşı dava açanlara, çimento fabrikası istemediği için yargılanan Deştinlilerden acele kamulaştırma kararına karşı dava açan Avdanlılara, Aydın Ovası’nı ölüme sürükleyen jeotermal santrallere karşı direnen Aydınlılara, Büyük Menderes’in çığlığını yükselten yaşam savunucularına kadar ülkenin dört bir yanından doğa mücadelesi yükseliyor.
Bir takvim geleneği olarak değil bir mücadele günü, haftası olarak içinde bulunduğumuz haftayı ve 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü “Ekolojik Yıkımlara Karşı Kolektif Direniş Günü/Haftası” olarak ilan ediyoruz.
Maden, enerji ve inşaat şirketleri tüm doğal varlıkları sömürerek kasalarını doldurmaya devam ediyor. Kentler, köyler, tarım alanları, dereler, denizler, yaylalar, ormanlar, kıyılar, dağlar büyük bir saldırı dalgası altındadır. Bu doğal yaşam alanları büyük birer ekokırım suç mahali olmuş durumdadır. İzmir Körfezi’nde musilaj ve mikro alglerin görüldüğü, Marmara Denizi’nin yok olmakla yüz yüze geldiği, mikro plastiklerin, endüstriyel atıkların havamızı, suyumuzu ve toprağımızı zehirlediği, deprem bölgesi ağırlıkta olmak üzere yüzlerce maden ihalelerinin açıklandığı bu dönemin getireceği ağır yıkımların farkındayız.
Yeşil Sol Parti olarak, Cerattepe’den, Kazdağları’na, Sinop’tan Akkuyu’ya, Fatsa’dan Efemçukuru’na, Hasankeyf’ten Salda Gölüne, İliç’ten Kirazlıyayla’ya, Amasra’dan Murat Dağı’na, İkizdere’den İkizköy’e, Cudi’den Dersim’e yani Kürdistan’dan Türkiye’nin dört bir yanında topraklarını, ormanlarını, derelerini, yaşam alanlarını savunan binlerce köylünün, kentlinin, kadının, gençliğin mücadelesini yükseltecek kolektif bir direnişi örgütleyerek tüm ekolojik yıkımları durduracak, ekokırım suçlularının cezalandırılması için mücadelemizi yükselterek sürdüreceğiz.
Biz kazanacağız doğa kazanacak!