Phaselis Antik Kentini betona boğacak plaj projesi

Antalya Phaselis Antik Kenti’nde iş makineleriyle başlatılan yapılaşma çevrecileri harekete geçirdi. Bakanlık, “Doğaya zarar verilmedi” dedi.

Phaselis Antik Kentini betona boğacak plaj projesi

Likya’nın liman kenti olarak tarihi açıdan büyük öneme sahip olan Phaselis Antik Kenti’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından iş makineleriyle başlatılan inşaat faaliyeti tepkilere yol açtı. Antalya’nın Kemer ilçesindeki birinci ve üçüncü derece arkeolojik sit sahasında, bakanlık tarafından ‘Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi’ adı altında 27 Ocak’ta kamuoyuna duyurulan projenin ihalesini, 30 Ocak’ta Sa-Fa Restorasyon Sanayi İnşaat adlı şirket aldı. Henüz ihale süreci tamamlanmadan bölgede çalışmalar başladı. Beydağları Milli Parkı ve antik kent sınırları içerisinde, doğal ve arkeolojik açıdan koruma altındaki alana sokulan dozerlerin büyük tahribata yol açtığı, bölgede ağaçların kesilip poligon taşlarının yerinden oynatıldığı gerekçesiyle hukuki süreç başlatıldı. Şikayetler üzerine jandarma, bölgede inceleme yaptı.

DEPREM BİLE MÜCBİR SEBEP GÖRÜLMEMİŞ

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Phaselis Antik Kenti’nin bulunduğu bölgedeki iki koyun plajını işletmeye açacağını ve otopark, büfe ve tuvalet gibi günübirlik tesis alanları için inşaat ihalesi yaptığını öğrendiklerini belirten Çevre ve Ekoloji Hareketi (ÇEHAV) üyesi avukat Tuncay Koç, konuyla ilgili şunları söyledi: “Gelen belgelerde sahanın birinci derece arkeolojik sit alanı içinde ya da hemen yanındaki üçüncü derece sit alanında olduğu görülüyor. Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan da izin alınmış. Dolayısıyla projenin yapılacağı yerin, sit alanı içinde olduğu net. Bu hafta bir dava açılacak. Çalışmanın oluşturacağı tarihi ve doğal tahribat bir yana, deprem bile mücbir sebep olarak görülmemiş. Bu aşamada çalışılmaya başlaması ilginç. Geçmişte bu bölgeye otel yapma girişiminde olduğu gibi hedef rant olduğunda buna hiçbir gündem engel olmaya yetmiyor."

‘KEPÇELER ANTİK KENTE 21 ŞUBAT’TA GİRDİ’

Bölge sakinlerinden Deniz Soyarslan’ın inşaat çalışmalarının durdurulması için yaptığı başvuruda şu ifadeler yer aldı: “20 Şubat’ta sahilin bitişiğindeki ormanda iş makinelerinin çalışabilmesi için yol açıldı. Phaselis’e 21 Şubat’tan itibaren kepçelerle girildi. Çam ağaçları yerinden söküldü. Ormanın içine mıcır yol yapılıyor. Proje, antik kentin hemen yanındaki sahili ve manastır kalıntılarını da içine alan çok geniş bir sahayı kapsıyor. Bölgenin dokunulmamış dokusu alt üst ediliyor. Bu bölge, tarihi eser niteliğinde korunmakta olup ateş yakmak, inşaat yapmak hatta çivi çakmak bile yasaktır. Ayrıca çam niteliğindeki ağaçların kesilmesi de Ormanları Koruma Kanunu uyarınca yasaktır. Yasalara aykırı şekilde kepçe ve benzeri inşaat araçları ile söz konusu alana girip eylemde bulunan kişi, kurum ve kuruluşlar hakkında işlem yapılmasını istiyorum. Bu antik kent, Kemer Tekirova halkının ücretsiz faydalanabileceği ve şehirden yürüyerek ulaşabileceği tek kıyı şeridi olup, bu alanın yasalar çiğnenerek tesisleştirilmesine engel olunmalıdır.”

TESADÜFEN ÖĞRENDİK, TEDBİR KARARI İSTEDİK

Phaselis Antik Kenti yakınlarındaki bir mülkiyet davası ile ilgilenirken tesadüfen bölgede sıra dışı bir hareketliliğin olduğunu, ölçümlerin yapıldığını öğrendiklerini söyleyen avukat Aslı Gezer de “Çevreci kimliğimizle harekete geçtik. Önce civarda çiftçilik yapan halk, ‘Kepçe sesleri duyuyoruz’ diyerek antik sahaya gitmeye başladı, bir de baktık ki ciddi bir tahribat ile karşı karşıyayız. Bir araştırmaya girdik. Kendi mahkememizden ve idare mahkemesinden bu projenin durdurulması için ‘tedbir kararı’ istedik. Bu vesileyle Phaselis Antik Kenti’nde Alacasu denen, Cennet Koyu denen bölgeyi de kapsayan alanda birtakım yapılaşmalara gidildiği bilgisini aldık” dedi.

İŞ MAKİNELERİ İHALEDEN ÖNCE BÖLGEYE GİRMİŞ

İlk olarak Phaselis civarında yaşayan yerel halktan Sühan Özsan’ın inşaat çalışmasını tespit edip izin belgesi görmek istediğini aktaran Gezer, “Kendisine gösterilen izin belgesini de ne olduğunu anlayalım diye bize gönderdi. Belge, 15 Kasım tarihliydi. Oysaki bu projenin ihale edilmesi ve sonuçlanması 30 Ocak’a denk geliyor. Yani daha ihale sonuçlanmadan çok önce çalışmaya başlayıp bölgeye hafriyat kamyonu girebilecek şekilde yolu açmışlar. Antik kentin çevresinde yaşayanlar, alanı sadece tarım arazisi olarak kullanılıyor, aynı zamanda gözetliyor ve koruyorlar. Tabela çakmaktan bile imtina ediyorlar. Çevre halkının tepki duyacağını da bilindiği için böyle sessiz sedasız ilerlendiğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.

KURULLARDAN ALINAN İZİNDE YAPILAŞMA YOK

Antalya Anıtlar Kurulu’ndan ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan alınan faaliyet izninde, bu alana bir otopark, bir yönetim binası, bir su deposu kurulması, su ve elektrik altyapısı oluşturulması, geniş alanda bir yapılaşmanın başlatılması gibi çalışmaların yer almadığının altını çizen Gezer, şöyle bilgi verdi: "Alınan bu izinlerin içeriğinde bu çalışmaların yapılacağına dair hiçbir ibare yok. Yolun kıyıya göre düzenlenmesini kapsıyor bu izin. Projede koca bir otopark, bir idari bina ve geniş bir alana yayılan yapı planları var. Biz kanunu geniş anlamıyla inceledik. Sit alanlarında kazı çalışmalarına engel olmayacak şekilde kamu yararına yapılabilecek çok kısıtlı çalışmalar var.”

‘PROJENİN TAMAMEN İPTALİNİ İSTEYECEĞİZ’

Birinci derece arkeolojik sit alanının yer aldığı bu arazide yasal mevzuata uygun olmayan ve verilen iznin kapsamının çok dışında birtakım inşaat çalışmaları başlatıldığına vurgu yapan Gezer, bölgede yaptıkları incelemeler sonucu tespitlerini şöyle anlattı: "Yol açmak, yolu genişletmek, ağaçları kesmek, doğaya zarar vermek gibi çalışmalar yapılıyor. Hatta bölgede poligon taşı denen, sınırları belli eden ve bir antik kente ait olması kuvvetle muhtemel olan materyalleri usul usul yerlerinden oynatıyorlar. 1000 metreküpten fazla beton malzemenin de kullanılacağı projenin inşası için PVC, demir ve alüminyum gibi malzemelerin yanı sıra yoğun olarak ahşap da kullanılacak. Önce Anıtlar Kurulu’na şikâyet ettik. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir idari başvuru yaptık. Sonra Ankara’da Mimarlar ve Mühendisler Birliği’ne, ardından da Antalya Mimarlar Odası’na başvuru yaptık. Bu konuda Milli Emlak ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da başvuru yaptık. Bakanlığa yaptığımız başvurunun yanıt süresi bir sonraki hafta doluyor. Projenin tamamen iptalini isteyeceğiz.”

SONRAKİ AŞAMADA ‘OTEL YAPALIM’ DENECEK

Projeyi, Phaselis’te sürüp gidecek büyük bir yapılaşmanın ilk adımı olarak değerlendiren Gezer, sözlerine şöyle devam etti: “Sit alanlarında aslında korunması gereken menfaat, orada yasa dışı kazı yapılmasına, yer altına zarar verilmesine engel olmak. Çok sıkı denetim altında olması gereken bir alan burası. Ancak Phaselis’te yapılaşmanın önünü açan çalışma, kamu yararına bir halk plajı yapılacağı kisvesi altında usulüne uyduruluyor. Yol yapıyoruz, halk yararına plaj yapıyoruz diye girilip aslında bu antik bölgeye yapılaşma altyapısı kuruluyor. Bu çalışma, bölgeyi kanunun korumasından çıkarmak anlamına gelir. Belki de bunun 10 sene sonraki aşaması, elektrik, su, her türlü imkân var diye, ‘Buraya bir otel yapalım, halk istiyor’ demek.”

BAKANLIK: DOĞAYA VE TARİHE ZARAR VERİLMEDİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Phaselis antik kentinin tarihi ve doğal değerlerinin korunarak kontrollü ve sürdürülebilir bir şekilde sergilenebilmesi için söz konusu alanın kuzeyindeki Alacasu Koyu ile güneyindeki Bostanlık Koyu’nun ‘Phaselis Ören Yeri Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi’ ile bu değerlerin gelecek nesillere aktarılması hedeflenerek projeler hazırlanmış ve bu projeler Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 13 Ekim ve 15 Kasım tarihli kararları ile uygun bulunmuştur. Projelerin uygulanması için Bakanlığımızca ihaleye çıkılmış, SA-FA Restorasyon Sanayi İnşaat Tic. Ltd. Şti. firması ile 14 Şubat’ta sözleşme imzalanarak işin yapımına başlanmıştır. Söz konusu çalışmalar, Bakanlığımız ile Müze ve Kazı Başkanlığı’nın denetiminde devam etmektedir. Doğaya veya tarihi eserlere herhangi bir zarar verme söz konusu değildir.”

TAMİNCE BÖLGEYE OTEL YAPACAKTI

Antik kent ve sahilin daha önce de bir otel projesiyle gündeme geldiğini, bölge halkı ve çevrecilerin ortak mücadelesi ile 2015 yılında bu projenin yapımına engel olunduğunu hatırlatan Phaselis İnisiyatifi, “Geçmişte kurtarılan antik kenti betona boğacak yeni bir halk plajı projesi başlatıldı” diyerek yeniden mücadele çağrısı yaptı. Antalya’da 2013 yılında Beydağları Olimpos Milli Parkı içinde, Fettah Tamince’ye ait Rixos Oteller Grubu’na tahsis edilen 180 dönümlük alanda projelendirilen ‘Dreams of Phaselis’ otel projesi, 2 yıl süren hukuki sürecin ardından Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından iptal edilmişti.

Kaynak: www.gazeteduvar.com.tr