Kemal TUNCAELLİ

Kemal TUNCAELLİ

kemal.tuncaelli@yesilgunebakan.net

FOSİL ENERJİ SİYASETİ, FOSİLLEŞEN SİYASET VE SİYASETÇİLER

Hepimizin bildiği gibi fosil ölü organizma kalıntılarına verilen isimdir. Latince “yerden çıkarma, yerden çıkartılan, yerden çıkarılmış” anlamındaki fossilis sözcüğünden gelmektedir.

Fosilbilim de fosilleri veri olarak kullanarak dünyada yaşamın tarihini yazmak amacını taşıyan bilim dalıdır. Bilim insanları yaşamın dünyadaki başlangıcından bu yana gelişimini incelerken bu eldeki kanıtları kullanırlar. Yaşamın nasıl geliştiği ve türlerin evrimi, yaşam biçimleri ve yok oluşlarını belirleyip geçmişimizi ve geleceğimizi aydınlatırlar.

Fosil yakıtlar dediğimizde ise ölen canlı organizmaların oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca çözülmesi ile oluşan kömür, petrol ve doğal gazı kastederiz. Dünya fosil yakıt rezervinin %70’ini kömür, %14’ünü petrol, %14’ünü doğal gaz ve %2’sini de diğer fosil kaynaklar oluşturmaktadır.

Bu fosil yakıtlardan kömür, eski çağlardan beri kullanılmış olsa da yoğun kullanımı sanayi devrimi ile birlikte başlamış; sonradan buna petrol ve doğal gaz eşlik ederek 18. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak ana enerji kaynağı olarak kullanılmıştır.

Fosil yakıt kullanımı şu andaki yaşadığımız iklim değişikliği felaketinin temel sorumlusudur. Bunların kullanımı havadaki karbondioksit oranını artırır, oksijenin azalmasıyla hava kirliliğine yol açar ve en önemlisi küresel ısınmaya neden olur.

Bilim bunu kanıtlamış olmasına ve bu felaketi yaşıyor olmamıza rağmen dünyada şu an enerji gereksinimi, alternatifleri olmasına rağmen %85 oranında fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Yakın gelecekte de bunun azalacağı yönünde bir ümit gözükmemektedir. Oysa küresel ısınmayı ve iklim değişikliğini durdurmanın tek yolu bir an evvel fosil yakıtlardan vazgeçmek ve yeni temiz enerjilere geçmektir.

Bilim bunu anlatmakta, yaşanan iklim felaketleri bunu her gün acı bir şekilde göstermekte olmasına rağmen var olan sistem ve onun fosil enerji siyasetini savunan fosilleşmiş beyinli siyasetçileri çözümün önünde en büyük engel olarak durmaktalar. Kapitalizm ve endüstriyalizmin vahşi kâr hırsı ve yenileşmenin önündeki muhafazakar (konserve) kafalar dünyayı hızla bir yok oluşa doğru götürmekteler.

Bunu yaparken dünya çapında özellikle gençlerin başlattığı bu yok oluşa karşı çıkışı ve mücadeleyi küçümseyen, yok sayan bir anlayış içerisinde ukalalıkları da ellerinden bırakmamaktalar. Trump’ın genç Greta ile dalga geçmeye kalkmasını hatırlayın. Aslında güç ellerinde olsa da ne kadar zavallı ve fosil insanlar değil mi? Maalesef dünyayı bu fosil kafalar yönetiyor hala.

Bizim ülkemizde de farklı değil. İklim değişikliğine karşı mücadele ettiğini açıklayan hükümet bir alt başlıkta yeni termik santralleri açtığı müjdesini veriyor. Son günlerde de büyük müjde olarak bulunan petrol ve doğal gaz yataklarının haberi veriliyor bir taraftan da dünya çevre günü nedeniyle iklim değişikliği ile mücadeleden bahsediliyor; güler misin, ağlar mısın?

Yönetenler böyle de muhalefet yapıları farklı mı? Muhafazakarlık ve fosil kafalık sadece iktidarlara ait değil ne yazık ki! Ülkemizin muhalefet partilerine baktığımızda durum çok farklı değil.

Fosil kafalılığın fosilleşen siyasetin ortak özellikleri soyut bir yenilik ve gençleşme övgüsünü her yerde belirtmek, söylemek ama iş değişim ve yer bırakmaya gelince tecrübe ve 40-50 yıl deneyimli olmak, çok uzun yıllardır birlikte olmak gibi gerekçelerle yenilenmenin ve gençleşmenin önünü kesmek. Bu özellikler sağ ya da sol her tür siyasal örgütlenmenin ortak yanı.

İşin en komik yanı aynı durumun sol muhalif örgütlerde de yaşanması. Hala kendilerinin 68’lerde ve ya 78’lerde 18 yaşlarında yaptıklarının enerjisiyle yaşayanlar, 20’li yaşlarda katledilmiş gencecik liderlerin resimlerini duvarlarında asan ve yüreklerinde tutanlar, gençler karar mekanizmalarında aktif rol almaya çalıştıklarında “dur bakalım biraz tecrübe kazan” diyebiliyorlar. Şimdiye kadar başardıkları veya başaramadıkları; ülkenin ve içinde bulundukları yapıların halinden belli aslında. Bir tecrübe var belki ama bu pek de parlak değil. Şimdiki gençliği apolitik bulup “o zamanki gençlik farklıydı” diyenlere bir kez daha hatırlatalım. Bu ülkenin en büyük kitle hareketlerinden biri olan Gezi’yi yaratanlar da sizin apolitik dediğiniz gençlikti.

Yani, fosil enerji siyaseti ve fosilleşen siyaset ve fosil siyasetçiler her yerde mevcut. Çözüm yenilenebilir enerji ve yeni enerjileriyle gençliktedir. Fosillerin tek yeri bilim insanlarının geçmiş araştırmalarının nesnesi olmalıdır, siyasetin merkezi değil.