Bir kilo patates 4-5 TL olmuş.
En büyük toplumsal şiddetlerden biri de, yoksullaşma haline gelmiş.
Şiddetle yoksullaşıyoruz, bir tutanımız yok.
Ekonomik şiddeti en çok hissedenler de, kadınlarımız.
Pazarda, çarşıda en çok kadınlarımızı görüyorum.
Evdeki tencereyi kaynatmak, her geçen gün zorlaşıyor.
Tüp fiyatı olmuş, 200 TL.
Çocukların karnını doyurmak, hele de pazara çıkabilmek, iki kat daha zor.
Ortalama bir kadının hayali, yetiştiğimiz çevrelerde, en iyi şekilde pazar alışverişi yapabilmekti.
Şimdi de çok değişmedi, çok lüks semtlerde yaşamıyorum, sürekli de halkın içindeyim.
Aslında kadınları klasik istekleri üzerinden tanımak gerekiyor.
Kadınların klasik beklentileri, evinin dolabını doldurmak, gıda sorunu yaşamamaktır.
Bu yüzden de yaşadıkları fiziki şiddete katlanan çok kadın var.
Katlanmamalılar demek çok kolay.
Bir de siz deneyin, açlıkla bire bir yaşamayı, sokakta kalmayı, vs.
Çocuklarını doyurmak, okula gönderebilmek, mutfağında bol malzeme ile yemek yapabilmek, ortalama bir kadının en büyük gerçeğidir.
Kendisi ve kendisine ait düşleri çoktan terk edilmiştir.
Aragon'un şiirlerinde bahsedilen Elsa olmak isteği daha gerilerde yer alır.
Ekmek kavgasının her geçen gün zorlaşması, cinsler arasındaki aşkın, sevginin, saygının önündeki en büyük engel.
Bu yüzden ekmeği çoğaltmalı, kadınları üretici yapmalıyız.