Merhaba. Yeşil Günebakan bugünden itibaren yayın hayatına başlıyor. Yeşil Günebakan ailesi olarak sizlere haber, yazı ve yorumlarla ulaşmak ve “Eşit, Özgür ve Yeşil” bir dünya çabalarına kendi çapımızda destek vermek istiyoruz.
Yayınımız politik öncelikler olarak;
Doğayla Uyum
Yaşamın Sürdürülebilirliği
Küresel Mücadele
Erkek Egemenliğinin Reddi
Şiddetin Reddi
Doğrudan Demokrasi
Yerellik
Adil Paylaşım
Özgür Yaşam
Çeşitliliğin Korunması
İlkelerini temel alacaktır. Bu politik çizgimizde yayın hayatına başlarken biliyoruz ki iklim krizini durdurmak, yaşamın sürdürülebilirliği açısından acil bir durum arz etmektedir. İnsanlık kendi eliyle kendini ve yanında yüzlerce canlı türünü bir yok oluşa taşımaktadır. Tüm bunların temel nedeni “Endüstri Devrimi” ile doruğa çıkan fosil yakıt kullanımıdır. Yenilenebilir, doğayla dost enerji kaynakları kullanımına geçilmeden bu sorunla başa çıkabilmek mümkün gözükmemektedir.
Kalkınmacı politikalar ve kâr hırsıyla doğal varlıklar yağmalanmakta, doğa talan edilmekte, insan kendisi ve diğer canlılar için dünyayı bir cehenneme çevirmeye devam etmektedir. Yüzlerce canlı türü yok olmuş durumdadır ve her gün bunlara yenileri eklenmektedir.
Oysa biz biliyoruz ki başka bir dünya yoktur ve dünyanın varlıkları sınırlıdır. Bu yağma ve talanı durdurmadan, bu kalkınmacı, kâr amaçlı sistemden kurtulmadan yaşamın devamı imkânsız hale gelmiş durumdadır.
Bu saldırıya karşı dünya ölçeğinde yaşam savunuculuğu yapan herkesle beraber olmak, yükselen yeşil dalga ile birlikte çevre ve yaşam savunucularına destek olmak yayın hayatımızın en önemli görevi olacaktır. Yazı, haber ve yorumlarımızla küresel yaşam ve özgürlükler mücadelesine elimizden geldiğince bir omuz vermeye, katkıda bulunmaya kararlıyız.
Bu yok oluşa sebep olan endüstriyalizm, kapitalizm ve insanı temel alan tüm felsefi sistemleri ret ediyoruz. Doğayı felsefesinin temel ilkesi haline getirmeden, insanı doğayla uyum içinde bir canlı olarak tanımlamadan bir yaşam sürdürmemiz artık imkansızdır. Tüm siyasal, sosyal ve ekonomik sistemlerimizi doğayı merkeze alan ve ona uyumu gözeten bir hale sokmadan yeni bir siyasal sistem inşa edemeyiz.
Siyasal özgürlükler, insanlar arasındaki eşitsizliklerin çözümünü sağlamadan, insanın diğer canlılar üzerindeki tahakkümüne son vermeden gerçekleştirilemez. İnsan, hayvan ve doğa üzerindeki sömürüye son vermeden gerçek özgürlüklere ulaşamayacağımızın bilincindeyiz.
Şiddeti amasız, fakatsız her biçimiyle ve şekliyle ret ediyoruz. Şiddeti onaylayan her türlü anlayışa karşı çıkıyor ve dünyadaki her türlü despotik yönetimlere, erkek egemenliğinin ürettiği şiddet aklına ve sorunların çözümünde şiddet arayan her politikaya açıktan ve net olarak “hayır” diyoruz. Tüm savaşları üreten bu şiddet aklıdır ve savaşsız, barış içinde yaşamın önceliği şiddetin reddinden geçmektedir.
Bizim adımıza başkalarının konuşmasını ve yönetmesini istemiyoruz. Yaşadığımız yerlerin koşullarını bilmeden, belli merkezlerden hakkımızda karar alınmasını istemiyoruz. Bu nedenle “doğrudan demokrasi, yerellik” diyoruz.
Tüm farklılıklarımızla birlikte, özgürce, adil bir yaşam istiyoruz.
İşte bu talepleri savunan herkesin sesi olma ve seslerine ses, güçlerine güç katma amacıyla yola çıkıyoruz.
Umutla, saygıyla, sevgiyle ve dostlukla dünyadaki tüm yaşam savunucularını selamlıyoruz.
Doğa kazanacak, biz kazanacağız.