Cömert MİRZA

Cömert MİRZA

comermirza@yesilgunebakan.net

GINA

Televizyon proğramlarında iki konu var: Ukrayna’ya daha fazla silah ve eğitilmiş iş gücü. İktidar, muhalefet partilerinin sözcülerince, döne döne tekrarlanıyor. Günahını almıyayım, Sol Parti hariç. Zaten onu da tartışmalara pek çağırmıyorlar. Gelenler de sanki seçilmiş gibi, ‘çaylak’. İnsana gına geliyor. Sanırsınız ki Ukrayna savaşı kazansa, Almanya’ya dünyanın her ülkesinden işgücü yağsa ve patronlar karpuz gibi ‘en iyilerini’ seçip, diğerlerine by by deseler, gezegenimiz ve ülke ilelebet payidar olacak.

Almanya dünya zengin ülkeler podyumunda, nüfüs oranına göre dördüncü sırada. 2021 yılı istatiklerinde kişi başına yıllık gelir: 50,795 Dolar. Dikkate değer bir olay da; zenginliğin kaymağının yüzde 81’i, sadece nüfüsün yüzde birine gidiyor. Halk geriye kalan yüzde 19’la yetinmek zorunda. Kırk dört milyon insanın çalıştığı, ürettiği tüm varlıklara, filin kuyruğu kadar bir kesim sahip. Fil kuyruksuz da yaşayabilir, yeter ki meselenin farkına varsın...

Federal Sivil Eğitim Ajansı’nın (Bundeszentrale für Politische Bildung) açıklamasına göre, 3 321 594 kişi yarım gün çalışmakta. 422 400 genç meslek okullarında eğitim görmekte ve 2 616 000 işsiz var.(1 Şubat 2023 tarihli açıklamada.) Kayıtlı işsizlerin 600 bini mesleksiz ve aynı sayıda insan da 50 ile 65 yaş arasında. Resmi deyimle, ‘ıskartalık’ oldukları için kimse iş vermiyor. Şansları yaver giderse, arasıra geçici işlerde çalışıp, emekliliklerine birkaç Euro daha katkıda bulunabilirler!

Yetkili, yetkisizlerin söylemleri; bu ülkenin yıllık 400 bin eğitilmiş insan gücüne, ‘mümkünse’ 35 yaşın üzerinde olmayan, dil bilen (Almanca dünya dilleri arasında en zor olanlar listesinde ilk sıralarda.) Gerekirse oradan oraya gidebilen, verilen görevlere itiraz etmeyen, değişik saatlerde ve günlerde göreve hazır olan ‘insan-robotlar’ aranmakta. Ayrıca, Almanlar kendilerini yabancı çalışanlar üzerinde, patronun temsilcisi olarak görürler ve emir vermekten çekinmezler.

‘Evet, emek talebi sürekli olarak emek arzından yüksekse, işgücü kıtlığından söz edilebilir. Vasıflı işçi eksikliği genellikle kalıcı olmayıp, işgücü piyasasının işleyişi ile zamanla sınırlıdır. İşsizliğe rağmen de mevcut olabilir. Uyarlanabilir pazarlarda gerçekten kalifiye işçi sıkıntısı olamaz, aksi takdirde işverenler ihtiyaçlarını başka yollarla (örneğin daha uzun çalışma saatleri) karşılayacak veya üretimi azaltacaktır. Bu nedenle sorun, ‘geçici vasıflı işçi eksikliği ‘olarak adlandırılır.Göç, istihdam,  mesleki ya da demografik değişim gelişmeyi etkileyebilir. Geleceğe bir göz atmak için, düzenli olarak vasıflı işçi eksikliği hakkında açıklamalarda bulunan tahminler yayınlanmaktadır. Yeterlilik ve mesleki alan projeksiyonları ile 2030 yılına kadar böyle bir tahmin yapılmaktadır. 2030 yılına kadar birçok mesleğin yerini robotlar alacak’diyor İşgücü Piyasası ve Mesleki Araştırma Enstitüsü (IAB)

Konu ile ilgili kişilerin görüşleri:

Sabine Zimmermann (Sol Parti’nin iş ve işçiler hakkındaki sözcüsü)
‘Almanya'daki sorun, sözde vasıflı işçi kıtlığı değil, milyonlarca kat iyi iş eksikliğidir. Ucuz işler yayılmaya devam ettiği ve işverenler iyi maaşlı çalışanları işe almak yerine geçici işlere ve geçici istihdama güvenmeyi tercih ettikleri sürece, vasıflı işçi kıtlığı iddiasıyla ilgili tüm şikayetler değersiz örnekler olarak kalacaktır.’
Wolfgang Hubertus. Sosyal Demokrat Parti-Federal Çalışma Bakanı
‘Giderek daha fazla şirket umutsuzca vasıflı işçi arıyor ve öte yandan çok fazla insan uzun süreli işsizlik ve güvencesiz işlerde geride kalıyor. Veya önümüzdeki on yılda sosyal ilerlemeye ve tam istihdama güveniyoruz. […] Almanya'da daha yüksek bir kadın istihdam oranına ve saçma sapan çocuk bakımı ödeneğine ihtiyacımız yok. […] Daha fazla eğitim yerine ihtiyacımız var ve hepsinden önemlisi, düşük vasıflı olanlar için ilerleme fırsatlarına ihtiyacımız var.’
Alman Sendikalar Konfederasyonu (DGB) Başkanı Michael Sommer
‘Gençleri, kadınları, göçmenleri ve yaşlı işçileri istihdam etmek ve eğitmek için çok az şey yapıldığı sürece, işverenlerin ve hükümetin bir "beceri eksikliği"nden yakınması inanılmaz.Yurt dışından gelen her üç vasıflı işçiden biri düşük ücretlerle çalışıyor. İyi eğitimli insanlar ancak kendilerine adil davranılırsa gelip bizimle kalacaklar. Almanya'da çalışanların yüzde 40'ından fazlası meslekleri ile ilgili olmayan alanlarda çalışıyor. Bunların yüzde otuz beşi yabancı. Geçici işlerde de aynı. Her üç çalışandan birinin yabancı pasaportu var. Kendi alanında uzmanlaşmış işçiler azımsanmayacak kadar çok. Bunların yaklaşık yüzde 20'si düşük ücretle çalışıyor. Alman vatandaşlığı olmayan meslektaşların oranı yüzde 35  ile daha da yüksek. Sağlık ve sosyal hizmetler, eğitim ve öğretim veya konaklama endüstrisi gibi sektörler, düşük ücretler, geçici sözleşmelerin kullanılmasında öncüler. Aynı zamanda, bu işyerlerin birçoğu vasıflı işçi eksikliğinin artmasından şikayet ediyor.
Çalışma Bakanı Hubertus, geçtiğimiz günlerde bir tartışma programında yaptığı açıklamada: ‘Almanya’ya çalışmaya gelmek için iki yöntem var. 1. Bulunulan ülkede Alman işverenlerle ilişkide olan bürolar mevcut. Yapılan başvuru kabul edilirse, gelen aday Almanya’da dil, uzmanlık ve diploma denkleştirme sınavlarına girer, başarı gösterirse iki yıllık bir oturum alır ve çalışır. Süresiz oturum alması için dört yıl çalışması gerekiyor. Süresiz oturumu olmayan biri ne herhangi bir kredi alabilir, ne de diğer haklara sahiptir. İstisnalar hariç. 2. Otuz beş yaşın üstünde olmayan, diplomalı biri Almanya’ya dil öğrenme ve daha sonra burada çalışmak için, Almanya Konsolosluklarından vize alırsa, tüm masraflar kendisine ait olmak şartı ile gelebilir. Bir yıl sonra dil, mesleki yeterlilik testlerini geçip, diplomasını da denkleştirme sınavını verdiğini kanıtlayıp, bir iş bulursa, iki yıl oturum izni alır. Başarısız olursa, Almanya’yı terketmek zorunda.
 Almanya, başka ülkelerde eğitilmiş, bedava işgücüne konmak istiyor. İşgücü geleceğine, neden iş o işgücünün olduğu yere gitmiyor. Sadece gelişmiş ülkeler mi kalkınmak zorunda? Yoksa, yeni tür bir sömürgecilik yöntemimi deneniyor!