ÖZGE

ÖZGE

fasilis81@gmail.com

Mücadele ile geçen bir ömür…Fatma İRİER kimdir?

Fatma İRİER,1959 yılında Tokat’ta işçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir.Lise yılları THKO-MB saflarına katılması ve TKEB kadrosu olarak devam etmesi ardından Teslim TÖRE ile hayat arkadaşlığı,12 Eylül sonrası Filistin’e giderek Filistinlilerle onlardan biri gibi yaşadı.Ardından 1988 yılından itibaren illegal mücadele ve 1993 yılında cezaevi süreci başlar.Cezaevinden çıktıktan sonra BSP,ÖDP,HDP süreçleri ve ne yazıkki 27 Eylül 2022’de uzun zamandır kanser tedavisi gören Fatma İRİER(63)yaşında aramızdan ayrıldı.

Yukarıda genel olarak herkesçe bilinen dünyasının kısa özetiydi.Sevgili Fatma,seninle ÖDP sürecinde tanışmıştık o zamandan bu yana tanıyorum seni.Elbette mücadele ile geçen ömrün,dik duruşun,bilgin,kararlılığın ve olaylara yaklaşımında soğukkanlılığın beni de bir çok sevenin gibi etkiledi, lakin bunların ötesinde  bağlamayı eline aldığın vakit içinin tüm sıcaklığıyla seslendirdiğin türküler ve birlikte söylediğimiz nice türküler…

İşte güçlü kişiliğin ve duruşun  sanatla da birleşince yumuşacık kalbinin güzelliğini  ve inceliğini ortaya koyuyor, hayatında bir kere bile olsun kimsenin arkasından küçücük bir kelam dahi olsa söz söylemeyişinde seni ‘’kadın gibi kadın’’dediğim bana göre nadir değerli insanlardan ‘’enlerimden’’yapıyordu.Zamanla seni tanıdıkça ekolojik duyarlılığın,kedi sevgin derken hayata bakışımızdaki ortaklıklar ve derken HDP süreci. Ne çok emek verdiğin parti çalışmaları…

Her ne kadar senin oy verdiğin ve mücadele edip hastayken bile çalıştığın partili bir hayatın olsa da aslında hayata bakışın,algın partilerüstüydü bana göre; sınır tanımayan,enternasyonal bir devrimci.

Belki de bu yüzden   enternasyonal bir kavrayış uyandıran ‘’her renginle bizimle ol, ortak zeminde buluşalım çatısının parti yüzü’’ güzel göründü bana ve kabul edilebilirdi. ’’En doğrusunu ben bilirim,en iyisini ben yaparım’’anlayışına sahip çok sayıda sol grubun arasından her türlü farklılığı içinde barındıran bir yapı nasıl çıkar,nasıl olmalıydı?   Gerçekten emek nedir ve emek mücadelesi nasıl olmalı? Peki ya özgürlük? Emek ve özgürlüğün demokrasiyle taçlanması istendik sonuca bizi taşıyacak mı? gibi bir sürü soru kafamı kurcaladı durdu.Bir yandan da geriye dönük deneyimlerimize baktığımız vakit bir çok kez bileşmeye çalışıp bir türlü tam anlamıyla ‘’bileşemeyenler’’ bir çatıda birleştirilmeye çalışılırken bunca siyasetin üstelikte ekonomik buhranı bu denli yoğun yaşarken bir yandan yaşam alanlarımız alabildiğine tahrip edilip, açlık, yoksulluk, baskı, işten atılmalar, ötekileştirme, yok sayılma, korku imparatorluğu kol gezmişken nasıl bir Emek ve Özgürlük İttifakı kurulmaya çalışıyor?  üstelikte diğer bir yanda altılı hesaplaşma ve pazarlık masası yanıbaşında iken.Başarılı olma şansı nasıl toplumun gerçekten de tüm kesimleriyle denildiği gibi kucaklaşabilecek mi?

Sonra dedim Selo başkan çıksa da can olsa diye kişilere göre siyaset yapmak bizim düşüncelerimizde yoktur diye biran düşündüm ama bazı kişiler vardır onlar karizmatik liderdir ve toplumun tüm dokusunu yansıtır işte o an yine Fatma’nın yüzü belirdi gülümseyen gözlerle bana bakıp yalnızca bağlama çalan…Canım rahat ve huzurlu uyu güzel günler yakında…