ÖZGE

ÖZGE

fasilis81@gmail.com

SEÇİME 15 KALA!

Seçime 15 gün gibi sayılı günler kaldı ve tarihi bir dönemecin eşiğindeyiz.Seçimler için çokça yorumlar yapmak, Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu gibi isimler üzerinden popülist siyaset yapmak,eleştirmek yada Cumhur İttifakı ile ilgili söylemlerimiz son derece ezberimizde ve kolay ortaklaşabileceğimiz şekilde olduğundan o kısımları geçerek değerlendirme yapacağım.

Her gün açık ceza evine dönmüş hayatlarımız,baskılar,siyasi zulüm,hak ihlalleri,KHK'lılar, ekonomik, ekolojik kriz yetmezmiş gibi birde yaşadığımız acılar, yıkımlar...Bu coğrafyada bir acı bitmeden diğeri geldiğinden herhalde her gün yeni bir acıya uyanıyoruz desek abartılı olmaz.Kan kusup,kızılcık şerbeti içiyoruz deyimi deyim olmaktan çıkalı çok olacak ki en çok sevilen dizi olarak kaçırmadan cuma gecelerini iple çeker olduk. Gerçi seküler ve mütedeyyin yakınlaşmasının hiçte sanıldığı gibi bir korkulu rüya olmadığının güzel bir resmini çizmiş ve renklerimizle ve farklılıklarımızla,hatalarımız ve güzelliklerimizle bizi biz yapan değerlerimizde sekter olmadıkça aslında nede güzel anlaşıp gidiyoruzu da...Ama tabi bazıdönemlerde kutuplaşmalar,birleşmeler,ayrışmalar daha yoğun oluyor ve öte taraftan herkes hata yapar,geri adım atabilir. Fakat bazı dönemlerde daha dikkatli olunmalı, yanlış bir hamleyle ağzımızdan çıkana son derece dikkat edebilmemiz gerekli.Özür dilemek çok önemli bir erdemdir o ayrı bir konu ama bir o kadar da dikkat ve özeni elden bırakmamak gerek.Sanırım nereye geleceğimi anladınız ip uçlarımdan. Elbette Tip ve Ahmet Şık. Aslında bu yazıyı yazmak takı amacım bir parti üzerinden eleştirel bir dil kullanıp,özür dileme erdeminde bulunmuş bir siyasetçiye herkes hata yapar kısmından çok öte bir konuyu tartışmaya açmak olmalı ki mesela neden Türkiye İşçi Partisi(Tip) İşçi Partisi ülkemizde hangi eksikliği giderecek? İşçi Partisinin varlığı gerçekten işçiler için ne denli ihtiyacı doyuruyor? Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan Tip'in örneğin Yeşil Sol Parti'den farklı söylediği ve değindiği konular nelerdir, ulaşmak istediği kesim kimdir? Soruları çoğaltıp genişletmek mümkün elbette. Peki burada en temel nokta sürekli eleştirdiğimiz milliyetçiliğin dozajı olmalı yada milliyetçiliğin sağda yapıldığında 'ırkçılık' olarak çok rahat nitelerken sol cenahta karşılığını çok kolaylıkla oturtabileceğimiz zemini tam olarak bilemeyişimiz.Kafalar karışık olabilir aslında kısmen bu kafa karışıklığı iyidir de farklılıklara tahammülü de beraberinde getirir düşünmek ama zaman bu denli kıymetliyken kendini gerçekleştirme,deneme çabaları sıkıntılı bir süreci beraberinde getiriyor ki kaybetme şansımız yokken. Milliyetçiliğin her türlüsü sıkıntılı iken Türk Milliyetçiliği (ırkçılık boyutuyla) beraber kullanıldığında kabul edilemez ama Kürt Milliyetçiliği de ırkçılık boyutuyla aynı oranda riskli ve sorunlu. Ezilen_ezen ulus bağlamında değerlendirdiğimiz vakit kimi zaman kısmen tolere edilebilir ama genel bağlamda sıkıntılı bir konu olduğu aşikâr. Tüm bu konuları değerlendirdiğimiz vakit;Eski HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan sosyal medya hesabı üzerinden yapmış olduğu bir paylaşım ile HDP Eşbaşkanının bir Kürt olması gerektiğini ifade etmişti.Hasip Kaplan'ın bu açıklamalarının üzerine HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder çok sert tepki göstermişti.  Haklı olarak tepki göstermişti.Şimdide bu seçimlerde Sırrı Süreyya Önder 1.Bölge 1.sıra milletvekili adayı. Daha öncede belirttiğim gibi hiçbir şekilde ırkçılık boyutunda söylemler kabul edilebilir değil. Ahmet Şık'ın partisi Tip'te gerekli tepkiyi verdi ve istifalar oldu. Sorun burada nasıl tepki verdiğimiz kadar nasıl birarada olabilmeyi başaracağız yol, yöntem ve stratejik hamleler... Ekolojik, eşit, sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir toplum mümkün mü nasıl?  Nasıl birlikte işçi, memur,işsiz,güvencesiz, kadın,Lgbti,ekolojist,gezegenimizdeki bitki,hayvan ve tüm canlılarla  yaşanabilir bir dünya kurabiliriz? Tüm bunların sorularını düşüne duralım bir diğer söyleyeceğim şey yarın 1 Mayıs.İşçi ve emekçinin bayramı.Benim içinde etmekte yolu birleşen herkesin tüm kadın, Lgbti,kent yoksullarının, güvencesizlerin, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin  ve ekolojistlerin.Dediğim gibi ekolojistlerin yani her yıl biz söylemekten yorulduk ama dolgu alanlarında 1 Mayıs'ları kutlanmaktan bir türlü vazgeçmedik. Birincisi bu konuda hatalı kim arayışına girmeyeceğim çünkü sendikaların da artık üstünde durduğunu düşünmüyorum ,bu konuyu çünkü Maltepe'nin siyasi güvenilirliği, yıllardır uğraş verilen ekolojik mücadelenin önüne geçiyor ve sistemin işaret ettiği yerde karar kılmış gözüküyoruz.

Birlik,beraberlik, mücadele günümüz; seçimler öncesinde güçlülüğümüz,kararlılığımız, haklılığımız ve güzel günlerin müjdecisi olsun.Her dönem çeşitli sorunlarla mücadele edebiliriz.Önemli olan birlikte mücadele etmenin yollarını bulmaktan . Mutlaka kazanacağız!