12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü, mevsimlik gezici tarım hayatına ve Kuşadası sokaklarına bakmak için iyi bir gün.
Çocukluklarını çoğu zaman çalıştırılarak geçiren çocuklar, çocukluğunu yaşama, sağlıklı gelişme ve eğitime erişme haklarından mahrum kalıyor; fiziksel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçlar içinde büyüyor.
Ve böylece ömürlük bir yoksulluk döngüsünün kölesi olma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Kuşadası’nda turistik tesislerin önünde çiklet satan, mendil satan çocuklar gözümüzün önünden bugün bir film şeridi gibi geçmeli.
Son dönemde pandemi nedeniyle kapalı olan işletmelerin önündeki bu çocuklar, bir süredir yoklar.
Ama bu demek değil ki, mutlu, sevgi dolu bir yaşamları var.
Onların dramını yazacak kalemin gölgesini aramaktalar.
Eminim güneşten yanan alınlarından damlayan teri silecek bir eli özlemekteler.
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü sessiz sedasız, biraz da utangaç adımlarla yaşanıyor.
Onların adımları ürkek ve kuş gibi kararsız.
Çocukların adımlarını cesur ve kararlı yapacak bir sistem özlemi devam etmekte.
Yakın çevremizdeki oyun oynayarak büyüme şansını bulmayan işçi çocukların gününü hatırlayan bile yok.
Onları ucuza var eden toplumsal utancın günü bugün.
Hiçbir canlı ucuz emeğin kölesi olmayı hak etmiyor.
Özellikle de çocukluğun masumiyet yılları ucuzluğu hiç hak etmiyor.
Bu çocukların hayalleri şöyle özetlenebilir:
Derslerini takip edebilmek.
Oyun oynayabilmek.
İşçi çocuklar, eşit yaşamayı hayal ediyorlar.
Eşit büyümeyi bir de.
Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kutlu olsun.