Ortaokul bir veya ikide okuyordum. Ahmet Haşim‘in bir öyküsünü Türkçe dersinde işlemiştik. Hala aklımda. Yazar, 1930’lu yıllarda, Almanya’ya yaptığı bir geziyi anlatıyordu. ‘Arabamız inleyerek Frankfurt’un bitmeyen ormanı içinde ilerliyordu. Bir süre sonra, bir tepede durduk, gezi yapacağımız alana gelmiştik nihayet. Gördüğüm manzara karşısında adeta dilim tutulmuştu. Sonbahar güneşinin vurduğu uçsuz bucaksız, kırmızı yapraklı orman sanki tutuşmuş yanıyordu...’ Okul sonrası, o kış günü Okmeydan’ın çamurlu yollarında, o güzel görüntüler aklımda yaşadığımız gecekonduya yürümüştüm.
Evet, Almanya ormanlarla kaplı bir ülke. Ülkenin yüzde 33’ü orman. Tam 11,4 milyon hektar. Almanlar hesap kitap adamı, ağaçlarını bile saymışlar. Ortalama 90 milyar ağaç. Ülkenin yüzölçümü 35,734 milyon hektar. Yani dörtte biri ağaçlarla kaplı. Kime ait bu ormanlar? Cevabınızı tahmin ediyorum ancak yanılıyorsunuz! Almanya ormanlarının yüzde 48’i özel şahışların. Ve devlet bu özel kişiler kurallara göre ağaç kessin ve yeni fidanlar diksin diye, yılda 1,5 milyar veriyor. Bu güzel yeşilliğin yüzde 29’u Eyaletlerin elinde. Çeşitli vakıfların sahip olduğu ormanların yüzdesi ise, 19. Federal Devlete kalansa, sıkı durun: Sadece yüzde 4.
Üç yıl önce Bayern Eyaleti’ne yaptığmız gezide, güzel bir ormanlık alanda arabayı durdurup, etrafta yürümeye başlayınca, bir tabela görmüştüm ve üzerinde, ‘Bu ormanlık alan filanca prense ait’ yazısını okumuştum. O güne değin Almanya’da ormanların şahıslara ait olabileceğini aklıma dahi getirmemiştim. Şaşkınlığımı gören eşim Sabine, bir yandan gözlüklerini silerken, ‘Ne sandın, kral gitti diye sülalesinin malına el koydular mı sanıyorsan. Doğu Almanya’da ki ormanlardan da bir kısmı eski sahiplerine iade edildi.’
Kime ait olurlarsa olsun, ağaçların umrunda değil. Onlar yaşadıkları müddetçe o kutsal görevlerini: hayvanlara ev sahipliği, serin bir ortam ve yıllık 127 milyon ton CO 2 temizliyerek, Almanya’da yaşayan her canlıya ayrımsız sağlıklı bir ortam sunuyorlar. Unutmadan, yukarıdaki kirli gazlar, ülkede üretilen CO 2’nin tamı tamına yüzde 14’ü.
Her Kentin içinde yeterince park ve biraz dışında korular, ormanlar mevcut. Ancak bu güzelikler hasta. İlk teşis 1980 yılında konuldu. Nedenler çeşitli. Orta Avrupa’dan başlıyarak her yıl artan sıcaklıklar. Yağmur yağışındaki düzensizlik, ağaçların şimdiye kadar alıştıkları dengeleri alt üst etti. Kurak geçen yaz aylarında artan yangınlar, keneler. Yetmedi, tarımda kullanılan ilaçlar, sanayide artan üretim, kömür ve bundan enerji üreten reaktörlerin saldıkları gazlar ve de arabaların saldığı zehir. Seri üretilen çok sayıda hayvan ve biz insanların tüketim hastalığı.
Hasta tedavide… ne kadar yaşayacağı hükümetlerin alacağı tedbirlerde ve bu ülkede yaşayan insanların alacağı sorumlulukta. Ormanların yataklarından kalkması için, onları hasta yapan davranışlardan kaçınalım. Yaşadığımız her yerde.